Yaşıyoruz Sessizce ile başlayan Şükrü Erbaş yolculuğum Bağbozumu Şarkıları ile devam etti. Bağbozumu Şarkıları Binbir Gece Masalları'ndan bir alıntıyla başlıyor, ardından aşk, ayrılık, yalnızlık, ölüm, keder konularıyla ilgili birbirinden anlamlı satır ve dizeler geliyor. Satır ve dizeler diyorum çünkü Şükrü Erbaş'ın okuduğum iki kitabının da bir özelliğiydi bu: yer yer dizeler yer yer satırlarla anlatıyor yazar kendini. Şiir okurken kendinizi düz yazıda, düz yazı okurken kendinizi şiirde buluyorsunuz. "Öyle bir hayal ecesisin ki, her yer sensin. Usul usul dökülen mimozalar, azalan limon çiçekleri, ayaklanan hanımeliler, deniz yaprakları, gülen güneşler, rayiha bahçeleri, bulutlu rüzgârlar... Tanrı da senin gibi var oluyor dünyada." 10 üzerinden 8 vermemin nedeni belki de Özdemir Asaf'ın muhteşem bir şiir kitabının ardından okumuş olmam. Çok farklı tarzları var, kıyaslamak yanlış olacaktır diye düşünüyorum ama ister istemez aklım hala o kitapta kaldı. Belki de üst üste bu kadar şiir okumamalıyım. İçinde can alıcı dizeler yer alıyor: Sende duruyor dünyanın bütün zamanları. Damla damla akıyorsun gözlerimden. Günaydın sabah sevinci, uykulu gamze, kuyuların rüyası... Günaydın zamamn tanrısı, ağzımda harflenen sonsuzluk, yürüdüğüm gökyüzü... Günaydın bulut türküsü, el çırpan ağaçlar... Yastığa başım koyduğunda başucundaki boşluğa bak. Ayrılık diyordun ya... Ey gecikmiş aşk, sen de bir yalnızlıksın bu yılkılık yalnızlıkta... Böyle bir yalnızlıkta seni düşünmek kadar büyük özgürlük yok. Sana şükürler olsun ey göklerin ve yerlerin sahibi. Derin uçurumlar üzerinden sevdin beni. Çok daha fazlasını okuma sürecimde paylaştım. Ödül almış, başarılı ve bir çırpıda bitebilecek bir eser. Eminim pişman olmazsınız.

Bağbozumu ŞarkılarıŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 202210,1bin okunma

··

4.372 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Mikail Balcı