Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

211 syf.
5/10 puan verdi
·
20 saatte okudu
Saplantı mı? Hüsran mı?
Baştan belirteyim garip garip anlamlar çıkmasın, burada yazarın şahsı ile ilgili düşüncemi değil, eserle ilgili görüşlerimi paylaşıyorum ama yazara toz kondurmayız derseniz yapacak birşey yok, okumamanızı, ya da okumadan yorum yapmamanızı tavsiye ederim. Sadece ESERLE ilgili düşüncelerimi ve deneyimimi yazmaya başlayayım o zaman! Bazen bazı eserlerle karşılaşıyorum ki bu eserler çoğunluğun beğendiği, bana yavan gelen bir tat oluyor. Birşeyler eksik yada fazla. Hala ifade özgürlüğüm varsa tabi, ben
Kırmızı Saçlı Kadın
Kırmızı Saçlı Kadın
' ı pek sevemedim. Üzgünüm. Hele bir de toplumsal sorunların vurgulandığını söyleyen incelemelerden sonra daha da dikkatimi çekmesine rağmen ben herhangi bir vurgulanmış toplumsal sorun göremedim. Bazı subjektif sorunlara değinmiş yazar ama ben onlarında toplumsal değil evrensel olduğunu, genel geçerliliğinin bulunmadığını düşünüyorum. Tüm insanlığı memnun edecek bir çözüm önerisi de göremedim. Bu noktada da aradığımı bulamadım diyebilirim. Kurgusal olarak mı? En başta takıldığım nokta, bu kadar büyüleyici olacak, hiç benzeri olmayan bir kurgusu var mı? Hiç duyulmayan bir hikayesi mi var? Derinden sarsacak bir öyküsü mü var? Ben bu kurguya benzer, belki bundan daha trajik onlarca haber başlığı bulabilirim gazete küpürlerinden. Gerçi kitabın sonunda bir taraftan masal gibi diğer taraftan gerçeklerden kurgulanmasını istemiş meşhur Kırmızı Saçlı Kadın, bunu söylüyor. Ama ne masal ne gerçek, iğrenç bir kabus çıkmış ortaya. Tabi bunlar benim düşüncem, beğenen ve seven okurları kırmak için söylemiyorum, yazara da fazla aşina değilim. Sadece bende uyandırdığı düşünceleri yazıyorum. Ayrıca spoiler paylaşımları yapabilirim, uyarayım. Kırmızı Saçlı Kadın ismi ona bir sır katarken, hikaye içerisinde ilk sayfalarda gizem, heyecan uyandırırken sonra bir baktım ki oldukça sığ bir kimlik. Eser değil! Karakterden bahsediyorum... Gerçekten sığ. Oysa beni bu eseri okumaya iten bir neden de buydu, gizemli bir isim olmasıydı. Gizemli bir havası olmasıydı. Ancak gerçekten sığ, anlamsız hatta dengesiz bir karakter olmamış mı? 16 yaşında bir çocukla olan iletişimi saçma değil mi? Toplumsal sorun bu belki, ama devamı? Hadi Diyelim zamanında babasına aşık olsa bile eski aşkının oğlu ile bu diyalog ve devamında olanlar olmuş mu? Olaya Cem açısından bakınca âla, Kırmızı Saçlı Kadın Açısından aliyyül âla, öyle mi? Ben mi bir şeyler kaçırıyorum? Daha farklı beklentilerim vardı oysa. Eğer toplumsal bir sorunsa işte bu anlamsız aşk hikayeleri, gayri resmi ilişkiler, psikkolojik saplantılar, çocuk istismarı birer toplumsal sorun. Gerçi biliyorum beni memnun etmek için yazmadı yazar ama bende onu memnun etme niyetinde değilim malesef. Baba oğul ilişkilerine saplanıp kalmış Cem, eczacı, koyu solcu hatta 80'li yılların kaos ortamında cezaevi bile görmüş babasının evi terketmesinin ardından haliyle ekonomik kaygılar çekiyor. Üniversite ve üniversite için dershane hayalleri nedeniyle, tavsiye üzerine bir kuyucu ustasının yanına çırak olarak iş buluyor. Burada bu işin detayını aktarmış yazar gerçekten araştırmış, hatta bir çıkrık şeması ile karşılaşıyoruz. Babanın gitmesinden sonra Gebze' ye yerleşen bu parçalanmış anne ve oğuldan oluşan aile, yine Cem' in Kuyucu Ustası olan Mahmut Usta ile zamanın İstanbul kırsalı denilebilecek sanırım yazarın hayali kırsalı Öngören' e gitmesiyle bir kez daha parçalanıyor. İlk başlarda saf, naif bir delikanlı olan Cem' in kısa zaman içerisinde de kimlik değiştirdiğini görüyoruz. Çalısma koşulları zor, iş umut vermiyor, aşık oluyor. Çok kısa bir zamanda hemde. Yeni kimliği ise daha kararlı daha sert. Ne olmuş olabilir ki? Burada Ustanın yer belirlemesiyle umut vaat etmeyen bir kuyuyu kazma işleriyle uğraşırken bir gün Öngören denen kasabanın merkezinde Kırmızı Saçlı Kadın' ı yani Gülcihan' ı görüyor ve sadece onu düşünmeye başlıyor. Sadece o var aklında. Kim bu kadın? İlk başlarda Mahmut Usta' da olan baba arayışı yerini bu saplantıya bırakıyor. Bilmediği, tanımadığı ama babasını bir şekilde tanıyan ilginç kadın onun dünyası oluyor. Zaman zaman kıskançlık sahnelerini de okuyoruz. Hem babasından kıskanıyor hem de ustasından. En sonunda patronun kuyudan umudunu ve haliyle desteğini de kesmesiyle diğer çırak Ali' nin gitmesinden sonra, ustasıyla başbaşa çalışıyor Cem. Aslında o da umudunu kesmiştir bu kuyudan. Ustayla arayı bozmadan, alacağını alarak gitme derdindedir. Yine bir gün kasabanın uzağında bu düzlükte sıradan çalışmalarını yaparken bir anlık dalgınlıkla dolu kovayı ustasının üzerine düşürüyor Kuyucu Çırağı. Artık neden dalgınsa... Önce kasabaya koşuyor, yardım arıyor. Özellikle Gülcihan' ı ama bulamıyor. Sonra bir panikle ilk trenle kaçıyor buradan. Akşamları ona garip hikayeler anlatan, onu kendine koruyup kollayan Ustasını, hatta bir akşam canını sadece sıkmak, etkilemek için Oedipus' un hikayesini anlattığı ustasını 20-25 m derinlikte bırakıp gidiyor. Vicdanı ise gidemiyor. Artık bir belirsizlik vardır hayatında. Ustasına ne oldu? Kurtuldu mu öldü mü? Yaptığı bir hata mıydı? Polis ne zaman kapısını çalacaktı? Tabi bir de Kırmızı Saçlı Kadın nerelerdeydi? Tüm bunların gölgesinde eskilerden onu etkisi altına alan, ustasına da anlattığı Oedipus' un hikayesini düşünmektedir. Bilmeden babasını öldürüp, annesiyle evlenen kral. Bir taraftan bu hikaye onda saplantı halini almışken daha sonra bir iş seyahatinde de İran' da Şeyhname ile tanışır. Burada da babanın bilmeden öldürdüğü bir oğulun hikayesi vardır. Hayatının hemen her anında bu hikayeler vardır aklında. Yine yazarın bu iki hikaye için basarılı muhakemesini okuyoruz. Cem de Karısıyla bu hikayeleri anlamaya çalışmaktadır tabi. Ta ki günün birinde hiç haberi olmadığı oğlundan bir mesaj alana kadar. (Nostalji kokusu, dikkat Yeşilçam demiyorum.) Eser bu şekilde devam ediyor, uzun uzun özete girmemeye çalışıyorum. Zaten buradan sonrası da alel acele kaleme alınmış gibi bir hissiyat oluşturuyor. Şimdi tüm bu olanlar bana kültürel seviyesi yükseltilmiş, daha entelektüel bir nostalji filmi izlenimi bıraktı bende. Bir fark da bu filmlerde çoğunlukla mutlu son olurken, burada daha farklı bir sonla karşılaşıyoruz. Yukarıda da dediğim gibi karakterler gizemini, büyüsünü sayfalar ilerledikçe kaybediyor. Yavan bir tat bırakıyor. Hele kitabın son bölümü yazmış olmak için yazılmış gibi. Gülcihan bu isim aldatmacasını neden yapıyor? Amaç ne? Farklı bir hikayesi olmayan, iyi araştırma ve karşılaştırmalar yapılmış, felsefi hedefleri olan ama bir yerden sonra hedeflerin yön değiştirdiği bir eser. Ben açıkça çok fazla beğenmedim, belki siz beğenirsiniz. Keyifli okumalar.
Kırmızı Saçlı Kadın
Kırmızı Saçlı KadınOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201950,2bin okunma
··1 alıntı·
3 artı 1'leme
·
31,5bin görüntüleme
Şeyda okurunun profil resmi
👍🏻 buram buram Yeşilçam kokan Bu kitapta ne Cem'i ne Ayşe'yi ne de Gülcihan'ı sevebildim. Sadece Mahmut Usta karakteri gerçekçi ve hoşuma gitti diyebilirim. İyi ki Orhan Pamuk'u bu kitabı ile tanımamışım.
İsmihan Meryem Karagöz okurunun profil resmi
Bu kitabı ilk okuduğumda incelemenizdeki yorumlara benzer şeyler hissettim. Yine de zorla bitirdim. Sonra kendimi sorgulamaya başladım ve bir süre sonra tekrar okudum. Sonuçsa aynıydı; bu kitap aceleye getirilmiş. Sanki biraz daha üzerinde çalışılması gerekiyormuş. İncelemenizi okuyunca haksız olmadığımı farkettim :)
Mehmet Çelik okurunun profil resmi
Büyük beklentilerle başlamıştım bende, farklı birşey vardır diyerek bitirdim. Farklı birşey yokmuş meğer.
Sadece Bernaa okurunun profil resmi
Bayıldım yazıya nokta atışı. Fazla detay verilmiş ama tespitler %100
Ekrem Tarık okurunun profil resmi
Aynen katılıyorum, bende büyük umutlarla başlamıştım okumaya. Özellikle sonu biraz boşlukta kalmış 👏
Yasemin okurunun profil resmi
Sayın Orhan Pamuk'un okuduğum ilk eseri. Dili beklediğimden daha hafif ve akıcıydı. Ama eser konusunda fikirlerinize sonuma kadar katılıyorum. Açıkçası kitap çarpık ve yüzeysel bitti bence.
elvan canbaz okurunun profil resmi
Kuyucu ustasından ve ustaligiyla ilgili ayrintilardan çok şey öğrendiğimiz ,sonu nasıl biter diye ilk baslardan tahmin edebileceginiz bir roman olmuş.Yine de her kitap güzeldir diyorum ben naçizane.bazen bir cümle bazen bir kelime katar dünyamıza.📚
irem okurunun profil resmi
Sizinle aynı düşünce ve duygular içerisindeyim. Eser, adıyla, kapağıyla kısacası dış görünüşüyle iyi bir çekicilik kazanmış ancak içi beklentimin altında, çokça tahmin edilebilir olaylar barındırıyor. 🙋🏻‍♀️
Tugba mutlu okurunun profil resmi
Benim için Türk filmi tadında bir kitaptı. Ben de o etkiyi bıraktı. Çok da edebiyat okumadım bu kitapta. Yine de bu kitabın kötü olduğu anlamına gelmiyor. Kurgu waow dedirtmedi, aradaki İran aşk hikayelerini daha çok beğendim.
Cemre Kara okurunun profil resmi
Kuzen ben yorum yapmıştım ama göremedim 😀 ama tekrar yazayım o halde, harika. Eline sağlık. Ben yarım bıraktım. Çok sarmadı
Mehmet Çelik okurunun profil resmi
Sorma Cemre özelden anlatırım. Teşekkür ederim.
16 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.