Tahsin Yücel ,doğum yeri memleketim olan Elbistan.Öykü,roman,deneme yazarlıgi ,eleştirmen ve çevirmen kimligi ile tanınan,göstergebilim alanında uzmanlık yapmış akademisyendir.Daha önce çevirmenliğini yapmıs oldugu kitapları okumuştum ama 672 sayfalık Yalan adlı kitap,yazarla tanışma kitabım oldu. Beni tanıyanlar bilirler ki ben hacimli kitapları okumayi severim.Kitap konusuyla ve kahramanlarıyla sarıp sarmalar beni.Yalan adlı bu kitabın kahramanı Yusuf Aksu,Cemile,Cazibe Çelebi,Bayram Beyaz da unutulmazlar arasına girdi böylece.Şimdi de size Yalan adlı kitabın iceriginden bahsedeyim. Yazarın önöykü olarak sundugu bölümde Yusuf Aksu'nun ansiklopedilere olan düşkünlügü,okul arkadaşlarıyla ilişkisi anlatılırken kitabın temelini oluşturacak Yusuf Aksu'ya tansık(akıl yoluyla açıklanamayan ve bu yüzden de Tanrısal bir güc tarafından yaratıldıgına inanılan dogaüstü bir olay) gelen Yunus Aksu ile tanışması anlatılır.Yusuf ve Yunus birbirini çok iyi anlayan iki arkadaş olur.Yunus bir gün tarih dersinde dilin ortaya çıkmasından sonra yazının gelistigini anlatan hocasına karşı gelir ve tam tersini söyler.Önce piktogram(bir eşyayı,bir objeyi,resmetme yoluyla temsil eden semboller)denilen yazıya geçildigini yazıdan da zaman içinde eklenimli dile geçildiği kuramını savunur ve ispatlamaya çalışır.Buraya kadar yazdıklarımdan da diyebilirim ki Tahsin Yücel'in göstergebilim alanındaki bilgileri Yalan adlı eserine tamamıyle yansımış.Göstergebilim,yapısalcılık özellikle 20.yy dilbilimciligi ile taninmış Ferdinand de Saussure adlı düşünürün teorileriylede yakından alakadar oldugunu düşünüyorum.Her neyse bunlar ek bilgi olarak kalsın ben kitaptan bahsetmeye devam edeyim.(spoiler verdigimi düşunenler okumasın lütfen çünkü yazmak istiyorum gönlümce) Kitap ikinci bölume geçtiginde Yusuf Aksu üniversiteli olur.Özgün bir düşünür ve Dilbilim kuramcısı olarak ünlenir.Ansiklopedilere hala düşkündür ve arkadaşı Yunus'un ortaya attıgı kuramları düşünür durur.Yalnızlıgına bürünmüş yaşamakta iken bir şekilde cevresinde kendisini büyük dilci,ülkeyi kurtarabilecek tek insan diye yücelten bir topluluğun içinde bulur.Uzmanlık alanının aslında kimseyi ilgilendirmedi ve hic soz konusu edilmediği düşünülürse Yusuf Aksu'ya olan hayranlıgın başka sebepleri vardı.Onun bilmedigi şeyleri alçakgönüllülük göstergesi sanan insanlar,Aksu'nun her "bilmiyorum" kelimesini bilginin sonsuzlugu ile eş tuttular.Yusuf Aksu yanıldıklarını söylediginde buna hakkın yok diye itiraz etmislerdir.Böylece kahramanımız hicbir amaç gutmedigi halde kendini çok farklı ortamlarda ve herkesin istedigi sekilde düşündügü(kimine göre sağcı kimine gore solcu vs.)kimlikte bulur.Yusuf Aksu uzerinden herkes her seyi istedigi sekilde anlatmaya başlar özellikle gazeteciler sohbetlerden faydalanarak gündemi oluşturmaktadırlar.Muthiş bir bellege sahip olan Aksu ise düşünür,onu rahatsız eden bir şeyler mevcuttur.Cevresindeki insanlar mi yoksa onlara kendini anlatamamak mı ikilemini yaşar. Peki Yalan bunun neresinde?Aksu bunun uzerine de araştırma yapar lakin bu öyle bir kurmaca,kargaşa ve öyle bir yanılmadır ki her şeyin yalan uzerine kuruldugunu düşünür.Kitabı okurken sürekli aklıma Sener Şen'in Namusluymuş Namussuz adli filmi geldi.Insanlar neye inanmak istiyorsa ona inanıyor dogrusunu yanlışını çokta düşunmüyorlar.Incelmem cok uzun oldu biliyorum ama yazmak istedim severek okudugum bu kitap uzerine.Yazardan kitap tavsiyelerinizi bekliyorum.Kitapla ve sevgiyle kalıniz.

YalanTahsin Yücel · Can Yayınları · 2018615 okunma

·

652 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.