Türkiye'de insanların kişiliklerine yönelik saldırılar birçok alana yayılmış durumda: Kültür, din, otoriter aile yapıları, cinsel baskılar, ezberci eğitim sistemi birçok çocuğu psikolojik olarak sakatlayarak büyütüyor.
Sayfa 24 - Kronik KitapKitabı okudu
··
1.641 görüntüleme
Eğer hazlarınızı ve heveslerinizi gelecek ya da geçmişte arıyorsanız , şu an yaşadıklarınızla aranızda aşılması gereken ciddi sorunlar vardır. Şu anda var olmanın en önemli koşulu bir insanın nelerden keyif aldığının bilincine varmasıdır.
Gençlere yetenekli oldukları alanlarda ısrarcı olmalarını , gerekirse yıkıcı olmadan meydan okumalarını ve risk almalarını öneriyorum. Çünkü yaşadıkları hayat bir daha gelmeyecek.
André Gide 'in söylediği gibi , insanın siyah ya da beyaz değil , gri olduğunu ve bu grilik alanında yaptığı bilinçli tercihlerle var olduğunu düşünüyorum.
Biz herkesin aynı şeyi yaptığım , bireysel farklılıkların bencillik olarak görüldüğü bir toplumuz . Bu açıdan bakarsak hakikaten bencil biriyim .
Toplum hep tetiktedir.Kendinize uzak kaldığınız her an sizi yönlendirmek için fırsat kollar. Toplumun genelline kalsa hayatın değeri elekten geçirilmiş ve incelmiş zevklerden çok , yalnızca paradan , güzellikten ve güçten ibaretmis gibi gelir. Oysa her insan zevkleriyle ve seçimleriyle özneldir.
Can sıkıntısı ikiye ayrılır : Negatif can sıkıntısı ve pozitif can sıkıntısı. Negatif can sıkıntısı dışa dönüktür, pozitif can sıkıntısı ise içe. İlki başkalarıyla , ikincisi ise daha çok kendimizle ilgilidir. Ben negatif can sıkıntısının kökeninde,bilgiden yoksunluğu ya da sahip olunan bilgiyi hayat üzerinden yorumlama eksikliğinin yattığını düşünüyorum.
Plagiarism ,yani başkasının fikrini çalma politikada,ekonomide şirketlerin oluşumunda ,içtiğimiz şaraplarda ,her şeyde ortaya çıkıyor.
Hristiyanlıkta boş vakit geçirmek , çaba göstermemek günah sayılıyor.Protestanlığın ve kapitalizmin ruhunun anlatmaya çalıştığı şey bu: Devamlı bir korku var , değer yaratamamaktan çekinmek var.Bosa geçirilen zamanın cezalandırılacağına inanıp korkuyorlar.
Toplumsal olarak nezaketi zayıflık zannediyoruz. Zayıflık gösterdiğiniz konu ve durumlarda üzerinize şiddetli bir baskı uygulayan bir toplumda yaşıyoruz. Hâlbuki hiçbir insanın bir başka insanı, o insanın kendini düşündüğünden daha çok düşünmeye hakkı yoktur.
Yakın çevrenizi yaşayacağınız evi tuğlalarla örer gibi bir duyguyla sizi çöp tenekesi gibi kullanmayacak kişilerden oluşturmalısınız! Hayatınızı kendi doğrularını size dayatmayan daha iyi hissetmek için sizi yerin dibine sokmayan insanlarla paylaşmalısınız.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.