Özgürlük kelimesi bize "ÖZ'ün "GÜR'lüğünden sözediyor. İnsanlar sözkonusu olduğunda öz dediğimiz zaman, o insanın kendini, zâtını anlarız. İnsanlardan gayrı nesneler için asıl, esas anlamına gelir "öz". Hâlis olana, cevhere öz deriz. İnsanlar arasında en makbul karakteri "özü sözü bir" olmak sayarız. Bir şeyin gür olması demek, onun bollukla ve güçlü olarak çıkıp fışkırması demektir. Yani özgürlük insan olarak aslımızda, bizim hâlis cevherimizde, fitratımızda bulunan şeyin fışkırması, serpilip hayat bulmasıdır. Elbette insanın mayası ikili özellik gösterir. İnsan melekle hayvan arasındadır. Öz-ü-gür-lük insan olmanın bilincine varmak ve melek olma özentisinden, hayvan olma azabından kurtulmanın bir işaretidir.
Kâfirler "öz" kelimesinden yalnızca bir şeyi, "nefs" kelimesinin anlamını seçiyorlar, yani kâfire göre özgürlük nefsin istediğini ona vermekle gerçekleşiyor. Nitekim ister hürriyet desinler, ister özgürlük sözünü beğenerek kullansınlar onlar için bütün kurtuluş nefsin tatmininden fazlası olamıyor.
Özgür olmak bize insanlığımızı temin eden iç özelliklerimizi, hâlis, katışıksız, ari vasıflarımızı baskılardan kurtarmak demektir. Ancak onların hangi baskılar altında olduğunu anlamak için önce neler olduklarını tanımamız gerekir. İşte Kur'ân ve Sünnet bize ne olduğumuzun bilgisini vermesi bakımından özgürlüğümüze engel değil, tam tersine özgürlüğümüzün mümkün olduğunu anlatan kaynaklardır.