Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

* "Fazıl Hüsnü Dağlarca son şiirlerinden birinde estetik sözcüğüne bir karşılık sürdü ortaya: Gözelik.Estetik, Batı kaynaklı sözcükler arasında belki en alıştıklarımızdan biridir. Ama Dağlarca'nın yaptığı gibi, buna ne demelere bir Türkçe karşılık bulmalı? Yabancı sözcükleri Türkçe sözcüklerle karşılamayı sadece dil devrimine inanmış olmaya bağlanmalıdır. Yabancı sözcük, ilkin yazılışıyla, sonra okunuşuyla bizim dilimize uymaz. Üstelik bu yabancı sözcükten fiil ya da sıfat türetmeye kalkışırsanız, iş adamakıllı çatallaşır.Hele "Yabancı sözcüğün sıfatını, fiilini olduğu gibi aktaralım," dediniz mi, at izinin it izine karışmasını önleyemezsiniz. ........Gerçi o bizim güzel Türkçemiz sıfat kullanılmadan istenileni anlatmaya pek elverişlidir ama, sıfatın kullanılmaması çokluk, ya tümceyi dar bir boğaza itmekte, ya da anlam kaymasına yol açmaktadır. ........Anlaşıldığına göre Dağlarca, gözelik'i göze sözcüğünden türetmiştir."Su Kaynağı" anlamına gelen bu sözün estetikle ilgisi pek ozanca bir ilgidir. Şu var ki, sözcüklerin nerden geldiği araştırılmaya başlandı mı, gözelik sözcüğünün karşısında, duyulan şaşkınlıktan daha küçüğüne rastlanmaz. Kaldı ki, 1750 yılında Alman yazarlarından Baumgarten'in ortaya attığı estetik sözcüğü de Yunan dilinde duygu, duyum anlamına gelen sözcükten türetilmiştir. Kant, Salt Usun Eleştirisi'nde bu sözcüğe başka bir anlam verirse de Yargı Gücünün Eleştirisi'nde, o da Baumgarten'e ayak uydurur. .......Görülüyor ki, gözeliğin temelindeki bu ozanca ilgi estetik sözcüğünün temelinde de vardır. Onun için bize düşen şey, Dağlarca'ya bir güzel teşekkür edip bu işi sürdürmeye bakmaktır. Hem de hiç vakit yitirmeden. Çünkü geride, daha Türkçe karşılıkları bulunmayan ve dilimizde takma diş gibi sırıtan daha yüzlerce, binlerce kavram vardır(...)" * Keçi Çobanı, Kuzu Çobanı denemesinden alınmıştır.
Sayfa 47 - SelKitabı okudu
·
94 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.