100 sayfa olup da bu kadar not aldığım başka kitap var mı, gerçekten hatırlamıyorum. Samao adası yerlilerinden birinin Avrupa'ya yerleştikten sonra, edindiği izlenimleri kendi yerlilerine anlatmasi üzerine kurulmuş bir eser. Yazar olan Samao yerlisi, Avrupalıyı Papalagi ismiyle seslenip onun yaşantısını dışardan bir gözle değerlendiriyor. Özellikle Papalagi'nin cok fazla şeye ihtiyaç duymasi ve yaşaması gereken an'ları, bu anlarin sağını solunu düşünmekten yaşayamadigindan dem vuruyor. 1920 yılında yazılmış bir eserin etkileri gün geçtikçe daha çok artıyor. Bu kitap da beni bu konuda düşünmeye itti demek istiyorum ama fazlasıyla ironik olacak sanırım.
Fazla fazla okunmasını tavsiye eder öneririm. Her kitaplıkta olmasi gereken bir eser.