"Önce ben"in ilke haline geldiği bir uygarlıkta annelik bir meydan okuma hatta bir çelişkidir. Anne olmayan bir kadın için meşru olan şey, çocuk ortaya çıktığında meşruiyetini yitirir. Kendine ilişkin kaygılar yerini kendini unutmaya bırakır ve "her şeyi istiyorum" şiarı "ona her şeyi sunmalıyım" a dönüşür. Zevk için dünyaya bir çocuk getirme kararı verildiği andan itibaren, alacaktan çok borç konuşulur.