Toprağı düşünür, nasıl oluştuğunu anlamaya çalışırdım. Nasıl oluyor da biz oraya yapışmış dururken, kuşlar uçabiliyordu?
Ya bizi tutmaktan sıkılırsa? O zaman biz de uzay boşluğunda mı kaybolacaktık?
Arada sırada uçabilme hevesiyle kollarımı çırpa çırpa koşardım.
"Oldu mu?" diye sorardım ağabeyime.
"Evet, birazcık yükseldin" derdi.
Bunun iyi niyetli bir yalan olduğunu bilirdim.
Yer benim varlığımı istiyordu ve o varlığa bir anlam kazandırmayı amaçlıyordu.