Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

158 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
HIZIR GİBİ
İç çekişine şahit olduğum arkadaşım kara kara düşünürken, elindeki el yazması eskice bir kitabı bana uzatınca, içimde öteden beri baş gösteren o merak duygusu yine kabarıyor. Kalp atışlarım hızlanıyor.İster istemez yüzümde hafif bir gülümse ile gözlerime çakılmış nal gibi bakışlarım kitabın üzerine çivilenmiş durumda, önümdeki el yazması'nın sayfaları arasına giden parmaklarım ise eserekli bir hal alıyor. Eski kitapların, ki bu kitap en az iki yüzyıllık çoğunun başına geldiği gibi bu kitabın da kapak sayfası kopuk durumda, üzerinde Latin alfabesi ile anlaşılması güç sözcükler dizini var. Başımı kaldırmadan kitabın sayfaları arasında gezinirken sormadan edemiyorum; +Bu kitabı nerden buldun ? -Bu elyazmasını yıllarca önce, Ferrare’de yaşlı bir antikacıda bulmuştum, adamcağızın önemsediği yoktu yapıtı. Kitabın, on yedinci yüzyılda yayılmaya başlayan “gizli yazıtlar”ın bir örneği olduğunu uzmanın biri anlattı bana. Falcıların dediğine bakılırsa, gizli yazıtların metni bir ermişlik meyvesi idi. Sakladığı sır şuradaydı: Anlam taşımayan sonu gelmez ve yavan sözcükler dizininin bir yerinde, görünüşte ötekilere benzer büyülü bir formül yer alıyordu. Sözgelişi geleceği haber vermek, ya da başkalarının düşüncesini çözmek gibi insanüstü niteliklere erişmek için o formülü yüksek sesle bir kez okumak elverirdi, işin zorluğu, o sonsuz kargaşalık ortasında bu formülü bulabilmekti. + Benden ne istiyorsun .Tabi ki bu büyülü formülü her gece okuyup insanüstü niteliklere sahip olmamızı... iyi de insan olmayı başarabildik mi ki?bir de üstü niteliklerine erişebilelim... -Allah aşkına yine başlama.El yazmasını kayıt ettim. Ben her gece rastgele yüksek sesle okuyorum.Kitap sende kalsın sen de her gece açıp okursun diyerek kitabı bana bırakıp çekip gidiyor. Kitapla ve arkadaşımın bana kitlediği hesapla başbaşa kalıyorum. Koltuğumun altına sıkıştırdığım kitap ile evin yolunu tutmuşken aklımdan binbir türlü şeyler geçiyordu.Eğer ki böyle bir şey var ise yapacağım şeylerin listesi istemsizce gözlerimin önüne seriliyordu.Bir tiyatro sahnesinde canlandırılan oyundan farksızdı Ve oyun sonsuz perdede ve ışık hızıyla zihnime mühürlenir hale geliyordu. Bütün bunların ne kadar budalaca olduğunu düşünürken kendi kendime maskenin altından gülüyordum.Rahattım maskenin altında gülen gözlerime şahit olan dikkatli gözlerin dışında beni ele veren bir şey yoktu.Sonuçta durup dururken yolda yürüyen bir adamın bir şeyler mırıldanip gülmesi toplum tarafından pek hoş karşılanmiyordu.Deli herhalde deyip geçiyorlardı etrafta silik siluetleriyle insancıklar....Donmuş, ruhsuz,asık suratlar... Oysa ki zihnimde oynayan oyunlardan bihaberlerdi. Her gece yatmadan önce kitabı elime alıyor üç beş sayfa okumaya gayret ediyordum Liste aklima geldikçe daha çok okuma yapıyor büyük bir iştahla devam ediyordum.Bir işaret bekliyordum.Değişen bir şey olmayınca öfkeyle kitabı kenara atıp, sonra hafif bir pişmanlık ile attığım yerden kaldırıp kitapliğima yerleştiriyordum. Giderek seyrekleşen okunmalarim sonuç vermeyince, haliyle bir süre sonra son bulacağını zannederken bu akşama kadar tam da sizler bu yazıyı okurken başıma neler geldi bir bilseniz inanamayacaksınız. Akşam yine yarım kalan kitabımı alıp okuyayım derken bu eskice kitap gözüme çarptı elime istemsizce alıp herhangi bir sayfaya göz geçirince birdenbire bedenimde hafifleme ile değişik duygular baş gösterdi ve aradığım kitabı diğer odada unutmuş olduğumu hatırladım bunu aklımdan geçirir geçirmez diğer odadaydim.Sırtımdan hafif bir ter süzüldü.Bir yerden bir yere ışığınkini aşan bir hızla sahiden ulaşabileceğimin kanıtıydı bu. Ve beni hiçbir engel durdurmuyordu.Bir ülkeden başka bir ülkeye sıçrayabilirdim, en gizli ve yasak yerlere girebilirdim, bankaların kasa dairelerine, günün kudretli kişilerinin evine, dünyanın en güzel kadınlarının odalarına sızabilirdim. Bir çok yere gittim böylelikle sıkılınca evimde olmak isterdim demem yetiyor aniden odamda oluyordum.Bir çok siyasetçinin evini ziyaret ettim.Sarayda olmak isterdim deyince bir kaç koltuğu kendime siper ediyor konuşulanları dinliyor hemen oradan topukluyordum. Aşk ve uçarılık istiyordum daha çok. Erkekleri ne kadar küçümserse küçümsesin, hiçbir kadın kurtulamazdı artık elimden. Durun bakayım! Denemesini ne diye yapmayayım hemen? Aklımdan şunu geçirdim: " X"ile bir yatakta olmak isterim (adını vermiyorum, kibar adamım ne de olsa). İnanınki bana bir yatakta idim .Tek başına uyuyordu. Oda karanlıktı, bir sokak lambasının ışığı pencere aralıklarından içeri sızıyordu. O anda farkına vardım ki tepeden tırnağa giyiniktim hâlâ, ayaklarımda pabuçlarımla ve her şeyimle. Güzel bir kadının yatağında ayakta pabuçlarımla! Yapmakta olduğum çılgınlığın derecesini ölçüyordum. Tam o sırada hatun uykusunda dönerken çarpıverdi bana. Uyanıp da yanında birini görünce müthiş bir çığlık attı. Aklımdan şu geçti hemen: Eve dön, yallah! Hemen bana kitabı veren arkadaşımı aramaya karar verdim derken aklıma onun yanında, Dino buzzati'nin yanında olmak isterdim demek geldi ve kendimi Dino'nun çalışma odasında buldum. Dino , üzerinde beyaz gömlek kravat ve siyah bir yelek ile daktilosu'nun başında bir eli yanağında düşünceli şekilde bir şeyler yazmaya niyetliydiy ki beni karşısında görünce gözleri yerinden fırlayacak gibi olup ayağa fırladı ve arkasında duran kitaplığa sırtını yaslayıp, kollarını iki yana açınca, sarsıntıdan rafta kitaplarının önünde duran radyo yere düştü.Kitabi elimde görünce dino işin sırrını çözüyor ve az önceki şaşkınlık ve korku yerini sevinç çığlıklarına bırakıyordu.Dino'ya gizli sözcükleri okutuyorum aynı benim gibi oluyor.Kudret sahibi olarak bir çok şey yapıyoruz. Fakat eninde sonunda iş üstündeyken bizi enseleyecekler diye bu tükenmez hazineyi artık harciyamiyoruz. Uslu duracağız bu yüzden: Kimseyi rahatsız etmeyeceğiz, güzel kadınları uykularından uyandırmayacağız, yeryüzünün büyüklerini göz hapsine almayacağız, burnumuzu sokmayacağız hiçbir eve, sanki bir şey olmamış gibi davranacağız. Özür dileriz, sayın okurlar, kendimizi tehlikeye sokmamayı tercih ediyoruz. "HIZIR GİBİ"yiz ama artık hiçbir şeye yetişemiyoruz.. Fonda çalan müzik: youtu.be/0PWHbkpQ4aA
Tanrı Görmüş Köpek
Tanrı Görmüş KöpekDino Buzzati · Milliyet Yayınları · 19951,542 okunma
·
1.534 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.