Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

49 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
72 sayfasını 4 saatte, birkaç solukta okuyup; neredeyse ezberlediğim bir Zweig klasiğidir... Tüm yaşantısı boyunca savaş karşıtı aktivistliğiyle tanınan, Yahudi olduğu gerekçesiyle eserleri Nazi faşizmi tarafından yakılan, sürgün edilen ve sonunda karısıyla beraber Brezilya'da sürgündeyken intihar eden, çok sevdiğim bir yazardır Stefan Zweig. Kitabın ana teması da, yazarın düşüncelerinin tasviri gibi. "Üniforma giymeyen insanlar, daha çok insandırlar" der ve şu soruyu sorar bizlere: "Özgür bir insan mıydın hâlâ, yoksa asker olmuş muydun?" Halk dilinde kullanılan "Bir musibet, bin nasihate bedeldir" ve "İnsanın en büyük düşmanı kendisidir" cümleleri, Ferdinand karakterine "cuk oturur..." Ferdinand kendisinin ve eşinin hayatını etkileyecek bir konuda karar alma sürecinde aklı ve kalbi arasında medcezirler yaşar. Birbirini seven çiftin hayatını etkileyecek konu ise, Ferdinand'ın hâlâ devam eden bir savaşta, seferberlik emriyle askere çağrılmasıdır. Vatansever olduğu için, bu kutsal görevi yerine getirmenin her şeyden önce geldiğini düşünse de, karısı Paula, Ferdinand'dan çok daha zeki bir insandır. Ferdinand'ı kaybetmemek için her yolu dener fakat Ferdinand, sonunda Paula'dan vazgeçip cepheye doğru ol alır. Ferdinand'ın gerçeklerle yüzleşmesi de uzun sürmez. Kendisini sıcak savaş bölgesine götüren trenden inince, karşılaştığı manzara aynı trenle tekrar karısına dönmesine sebep olmuştur. O acı manzara ise "kolu-bacağı kopmuş, acı içinde kıvranan yaralı askerler"dir. Ve şu soruyu sorar," Ne için savaşıyoruz?" "Karşı koymayan herkes suçun bir parçasıdır" diyen Paula, hikâyenin sonunda "Özgürlüğüm dışında hiçbir şey istemiyorum" dedirtmiştir kocası Ferdinand'a... Ve bu hikâye, gerçek bir "mecburiyet"in öyküsüdür.
Stefan Zweig
Stefan Zweig
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Anonim Yayıncılık · 202061,7bin okunma
·
461 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.