Ahh Muazzez Akkaya hanımefendi ahh..Nasıl bir sevdadır bu yaşarken sonsuz olacak bir sevdaya düşmek..yaşarken ölmek..yaşarken kendini öteli görmek..Bir bakışın ölmem için yetecek diyebilmek..onu biraz daha görebilmek için karşı komşunun bahçesinde yok pahasına çalışabilmek..tatilini heba etmek..Olmayacağını, kazanamayacağını bildiğin bir savaşa girip bile bile kaybetmek..ve şu an 88 yaşında büyük üstat..Bu yaşına kadar evlenememek..aşk olmassa daha da olmasın diyebilmek..sevmemek ve sevilmemek..
Sezai, Muazzez in sınıf arkadaşıdır. Aynı zamanda
Cemal Süreya nın aşık olduğu bir bayandır.İki şair adeta onun için düello yapar.Muazzez, muhacir kızı.Ankara siyasette beraber okurken tanıştıkları dönemin ünlü aktristi Grace Kelly e benzeyen güzel bir bayan.1950 de yolları okulda kesişir.Bu güzel şiirde 1952 nin ilkbaharında oluşur.Sezai, utangaç.Cemal daha atılgan ve rahat.Muazzez, şımarık.Daha yaşlar 17 18.Sezai, mektuplar yazar, içinde şiirden sayfalar.Muazzez in cebine koyar.Bu sahne sürekli tekrarlanır.Ama Muazzez şiir sevmez.Matematikçidir.Sözel hiçbir seyden hoşlanmaz.Anlamsız gelir o mükemmel aşk sözcükleri.Sezai, 3 ay gider ve Muazzez'in komşusu olan bir yazlıkta para kazanır ve Muazzez i uzaktan izler,ona yakın olma çabaları devam eder.3 ay hiçbir şey anlamaz Muazzez.Cemal, daha rahattır.O şiirlerini tahtaya yazar.Utanmadan dile getirir.Hikayenin sonu bildiğiniz gibi kavuşursan aşk olmaz, meşk olur. Kavuşamazlar ama bir daha da evlenmeyen Sezai şiirdeki Monna Rosa sı onun hayatının da Monna Rosa sı olur.Yani tek gülü.Yıllar sonra akrostiş ortaya çıkar.Her dörtlüğün başı birleşince onun adı çıkar.Muazzez Akkayam.Bu m harfi sonundaki senin olmayan birşeye ne kadar samimi bir şekilde sahipleniştir.Akrostiş 50 yıl sonra çözülmüştür.Yıllar sonra bir reklamda oynar Muazzez 83 yaşında.Sezai nin göklere sığdıramadığı kadın 1 dakikalık reklama sığmıştır.Sezai Karakoç bu konuyla ilgili değil, islami olmayan hiçbir konuyla ilgili konuşmaz.Hala da öyledir.Ödül törenlerine bile katılmaz.Muazzez ise o da benim gibi evlenip, mutlu olsaydı.Keşke beni takıntı haline dönüştürmeseydi demiştir.
Belki de gelmiş geçmiş en iyi aşk şiiridir.Romantizmin zirvesidir.Daha iyi bir romantik şiir bence de yok şimdilik.İkisi de şu anda hayattalar.Muazzez hanımın youtube de videoları mevcut.
Kitaba gelince ekstra 9 şiir daha vardır.Ama en iyi ve anlamlısı tabiki de Monna Rosa.Kitaba sırf bu şiir için bile 10 verilir.Puanım 10.
Sezai Karakoç'un bir çok kitabını okudum ama bu kitabı okumak kısmet olmadı. Kesinlikle Monna Rosa okuduğum en güzel aşk şiiri böyle bir hikayesi olduğunu bilmiyordum çok üzücü.
Sezai Karakoç’un içindeki güzelliğin sergilenmesi için Muazzez Akkaya kaderin sadece bir bahanesi olmuş. Allah kulunu böyle dile getirmeyi uygun görmüş. Aşık Veysel’in deyimiyle “ Güzelliğin on par etmez, bu bendeki aşk olmasa”.
Bence burada elbette maddi bir boyutu var ancak artık Monna Rosa o aşk mevzusunu çoktan aşmıştır. Onu tekrar tekrar dillendirmeye gerek yoktur. Şiirin kendi bütünlüğü içinde bakmak lazım. Değerlendirme için teşekkürler.
Hikaye burdaki herkesin bilmediği bir hikaye.siz biliyor olabilirsiniz.İkincisi beşeri hiçbir şey aşk manasında mevzusunu aşamaz.Burdaki asıl konu bu akrostiştir.Akrostiş Muazzez Akkaya dır.Konuşulması gereken de doğal olarak o olmalıdır.Şiirin sınırları bundan ibarettir.İnsanların bilmediği bir konu ise Sezai Bey in bu yönünü de bilmelerinde fayda vardır.