Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Din ahlâkın en temel kaynağıdır. Dinin dışlandığı seküler bir ahlâk olgusunun varlığı da düşünülebilir; ancak dinden uzak bir ahlâkın en büyük motive edici unsuru eksik demektir, sürekliliği kaybolmuştur. Dinin belirlediği ahlâk sabittir. Ama seküler paradigmaların belirlediği ahlâkta değişmeler olabilir, nitekim olmaktadır da. Bugün bunun en belirgin hissedildiği alan özgürlük olgusunun sınırlarının çizilmesiyle alâkalıdır. Amerikalı sosyolog Daniel Bell’in bu konuda çok güzel bir benzetmesi vardır. Bell, sınırsız özgürlüğü atlıkarıncaya binen insanlar örneğiyle açıklar. Lunaparkta insanların atlıkarıncaya bindiğini hayal edin. Sürekli dönen ve dönerken zevk alan insanları gözünüzün önüne getirin. Bu insanlar bu dönme halinden zevk alırlar, zevk çığlıkları atarlar. Ama bir şeyler ters gider ve atlıkarıncayı döndüren makine bozulur. Makinenin başındaki kişi atlıkarıncadakilere şöyle seslenir: “Makine bozuldu, atlıkarıncayı durduramıyorum.” O kişiler için biraz önce bir zevk olan dönme hali o andan itibaren bir işkenceye dönüşür. Sınırsız özgürlük peşinde koşan modern insan motoru bozulmuş atlıkarınca üzerindeki insan gibidir. Sınırsız özgürlük duygusu insana mutluluk getiren değil, ıstırap veren bir hale dönüşebilir. (Psikoloji Sohbetleri)
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.