Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

304 syf.
8/10 puan verdi
Çocuk Olmaya Arayış!
“Ben düşebilirim! Sen düşebilirsin! Herkes düşebilir! Bilemezsin!” J.M.Coetzee bir kere daha beni şaşırttı. Onun engin hayal gücü ve su gibi akıp giden anlatımına bir kere daha hayran kaldım. Kesinlikle çağının en büyük yazarlarından biri Coetzee. İsa’nın Çocukluğu okuduğum üçüncü romanı. Daha önce Utanç ve Barbarları Beklerken romanlarını okumuştum. Hani bir yazarın kitabını okur, sonra onun hem diline, hem anlatımına, hem de konulara bakış açısına hayran kalır ve tüm kitaplarını okumaya başlarsınız ya, Coetzee öyle bir yazar. İsa’nın Çocukluğu’na gelirsek şunu diyebilirim çok rahat: Çok güçlü bir anlatım, çok güçlü diyaloglar ve geniş bir hayal gücüyle işlenmiş harika bir roman. İsa Üçlemesi olarak bilinen bu eserin ilk cildi haziran ayında Can Yayınları Türk okurlarla buluşturdu. Üçleme şu şekilde ilerliyor: İsa’nın Çocukluğu, İsa’nın Okul Yılları ve İsa’nın Ölümü. Can yayınları diğer iki kitabı ne zaman yayınlar yada hangi başlıkları kullanır bilemem. Kitaba gelecek olursak: Simon yaşlı bir adam, David ise bir çocuk. Yolları okyanusu aşan bir gemide kesişir. Adam çocuğu sahiplenir ve annesini bulacağına dair söz ver. Geldikleri ülke de yeni isimler ve yeni doğum günleri alırlar. İspanyolca konuşulan Ülke aslında İspanya değildir. Coetzee distopik bir dünya yaratıyor burada. Otobüsler bedavadır, maçlar bedava izlenir gibi şeyleri görebiliyoruz. Coetze insanın özüne iniyor kitabında. Bir çocuğu sahiplenip sevmek için kan bağının çokta önemli olmadığını da gösteriyor. Yaşlı adam sevginin, özellikle anne sevgisinin yüceliğine çok inanıyor. Bu yüzden çocuğun annesini bulacağını, onu görür görmez tanıyacağını idea ediyor sürekli. “Çocuk anneye cevherini borçludur, baba ise sadece fikri verir. Fikir bir kere verildikten sonra babadan vazgeçilebilir.” Geldikleri yerde yersiz ve yurtsuzlar. Paranın yaşam için ne kadar önemli olduğunu burada da görebiliyoruz. Yaşlı adamın engin sevgisi ve çocuğa olan yaklaşımı, çocuğun sorularına verdiği cevaplar ciddi anlamda beni etkiledi. Coetzee’ye bir kere daha hayran kaldım. Simon ve David’i tanıyan herkes, David’in özel bir çocuk olduğunu hemen anlıyorlar. Gerçekten de David sıra dışı bir çocuk. Romanın derinlik kazanması ve olayların ilerlemesiyle David ve Simon’u da daha yakından tanımaya başlıyoruz. Romanın en sevdiğim yerlerinden biri olan Don Kişot’u okudukları ve David’in bu kitabı bir daha yanından ayırmamasıydı. David bakış açısı ve düşünce tarzıyla sürekli güçlük yaşayan bir çocuk olduğunu romanın sonlarına doğru iyice anlıyoruz. Romanın kendisini özetlemekten kaçındığım için fazla değinmiyorum. Coetze Kafka’dan ne kadar etkilendiğini, romancılık kimliğinde Kafka’ya birçok açıdan ne kadar benzediğini görebiliyoruz. İyinin ve kötünün ötesinde bir dünyanın varlığı mı bu? Romanda iyi ve kötü kavramını bu kadar etkili bir şekilde kullanması, anılarında kurtulan, hatta geçmişi hiç hatırlamayan, ondan bahsetmeyen bir roman kahramanının haklılığını görebiliyoruz. Coetzee okuruna geçmişin bir önemi yok, nerden geldiğinin, nerde doğduğunun, yaşının ve ırkının bir önemi yok diyor. Romanı okudukça bu fikirlere “Evet” demekten kendimi alamadım. Önemli olan şimdi ve içinde bulunduğun yerdir. Bunu bilsem dahi bunun kanıtını okudukça bu fikre daha çok sarıldım. Tuhafıma en çok giden ise romanda İsa isminin hiç geçmemesiydi. Adeta okurla dalga geçiyor Coetzee. Peki neden kitabın adı David’in Çocukluğu değil de İsa’nın Çocukluğu? Bilmiyorum, belki de diğer kitaplarda bunu anlayacağız, belki de üçleme boyunca bunu hiç anlamayacağız. Ama İsa’nın ne kadar güçlü bir isim olduğunu biliyorum. Okur olarak Coetzee neden bunu yaptığını düşünüyorum ve düşündüğüm için de mutluyum. Çünkü bana göre gerçek edebiyat budur: okurunu her an şaşırtan, zekasıyla okurunu kendisine hayran bırakan bir yazar, daha ne olsun. Bir Özel Eğitim Öğretmeni olarak İsa’nın Okul Yılları kitabını merakla bekliyorum. Çünkü ilk kitaptan anlıyoruz ki David çok özel bir çocuk. Don Kişot kitabına bakarak kendi kendine okuma yazma öğrenen bir çocuk desem, sanırım kitabı okumayı düşünenler için yeterince merak uyandırıcı olacaktır. Umarım ikinci ve üçüncü kitaplar da bir an önce Türkçe’ye çevrilir ve yayınlanır. Son olarak şu alıntıyı da bırakayım buraya: “Çocuklar geçmişte değil şimdide yaşar. Neden onlardan biraz feyz almıyorsun? Başkalaşmayı beklemek yerine neden tekrar çocuk olmayı denemiyorsun?”
İsa'nın Çocukluğu
İsa'nın ÇocukluğuJ. M. Coetzee · Can Yayınları · 2021121 okunma
··
1.500 görüntüleme
AkilliBidik okurunun profil resmi
Coetzee benim de çok severek okuduğum bir yazar. "İsa'nın Çocukluğu"nu okumadım henüz, demek fazla ötelememek lazım. Kaleminize sağlık.
GökHan okurunun profil resmi
Teşekkür ederim, beğeneceğinizi düşünüyorum.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.