Okumaya başladığım ilk an acaba yeraltı adamının ailesi olmadığı için kötü bir çocukluk geçirip başından başka olaylar geçtiğini bu sayede şizofreni olma ihtimalini yüksek bulmuştum. Fakat ikinci bölüm yAni sulusepkene dair kısmına geldiğimde, durup düşündüm. Aslında bizlerin iç sesinin ne kadar gel gitli düşünceler duyumsadığımızı o an farkettim. Hepimize illa ki olmuştur. Birisine karşı öfke veya kin güttüğümüz. Ama bu eser kadar hangimiz bunu dışarıya yansıttı veyahut söyledi ? Hiç birimiz. Biz tam da onun dediği gibi tabansız değil miyiz ?
Sevgi ve kitapla kalın