Kitabı okumaya başlarken merak dolu gözlerle önce kitap açıklamasını okudum. Konusu şöyle: 80 yaşındaki bir kadının torununa yazdığı mektuplardan oluşuyor. Kendi ve kızının hayatındaki sırları ve bazen de kendiyle iç hesaplaşmalarını ortaya çıkarıyor. Yani konusu klişe kitaplardan oldukça farklı. Popüler bazı kitapların ya da yaz dizileri kadar basit ve klasik konusu yok.
Yaşlı bir kadının tecrubeleri torununa neler öğütlerdi? Beni merak ettiren şey buydu. Fakat beklediğim kadar beğendiğimi söyleyemem. Çünkü sürekli konudan konuya atlıyor ve zaten bir bölümde bu şekilde yazdığını kendisi de belirtmiş. Yine de içindeki hayatın içinden olan ilişkileri ve oradan çıkarılması gereken dersi güzel özetlemiş.
"Yapmaya değecek tek yolculuk, içimize yaptığımız yolculuktur; o özgün çağrıya kulak vermeli, yüreğimizin götürdüğü yere gitmeliyiz."
Kitap çok dengeli biçimde yazılmış. Yani çok fazla öğüt verseydi kişisel gelişim kitabı olurdu. Daha fazla anılarından bahsetseydi anı kitabından öteye geçmezdi belki de.
Dili gayet sade ve akıcı bir kitaptı. Gündelik konuşma dili kullanılmıştır.
Torununa yazdığı dizelerden hem torunu hem de okurların yeterince faydalandığını düşünüyorum :)
Tavsiye ederim... Keyifli okumalar...