Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

565 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Tanıştığımıza memnun oldum Elias Canetti. Okumaktan çekindiğim daha doğrusu böylesine övülen ve okuması zor olan kitapları sonraya attığım için kitaplığımda dahi yoktu. Yadigar Hocam sayesinde okuduğum bu kitabı sahaflarda tek tek dolaştığım ama bulamadığım, daha doğrusu bulsam da yıpranmış olarak kalanlar olduğu için sıfırına paraya basıp aldım. Biraz uzun bir inceleme olacak gibi çünkü içimden çok şey anlatmak geçiyor ama inşallah çorba etmeden çok da kitap dışına çıkmadan bir şeyler karalarım. Canetti’den ilk eserim oldu bu kitap. Yazarın dili sade ve akıcı. Ama kitapta bazı bölümler çok ama çok sıkıcı ve karışık. Hele orta kısımlar gerçekten çok yorucuydu. Kitabın ülkemize kazandırılma sürecinde Oğuz Atay ismini duymam kendisine daha da meraklanmamı sağladı itiraf edebilirim. Atay romanı İngilizce okuyup çok etkilenmesi sonucu Ahmet Cemal’i rakı masasına çağırıp kitabı çevirtmiş. Onun sayesinde daha hızlı dilimize çevrilmiş bir eser. Başlangıç kısmında bu bilgiler de mevcut. Pek olmasa da spoiler içerir... Geçelim romanın özetine… Roman başlangıçta çok güzeldi. Yani ilk 200 sayfa çok akıcı devamlı olaylar gelişiyor falan filan. Hareketli yani. Neler oluyor ? Kien ana kahramanımız ve tam bir kitap delisi, manyağı, kurdu, hastası ne deseniz az. Psikopat; kitap psikopatı. Kitaplarına öylesine bakıyor, hayatı tamamen unutup kitaplarıyla yaşıyor ki; bu sayede romanın ana temalarından birisi yani hayatı unutup sadece kitapla yaşama; bir bakıma kör olmayı yaşıyor, körleşiyor. Kien kim derseniz bir Sinolog. “Sinolog de ne ?” diyeceğinizi umarak “Çin dilini ve yazınını konu alan filoloji. “ bu alanın uzmanı bizim Kien. Hayat felsefesini Konfüçyus ve Kant’ın birleştirilmiş sentezi ile yaşıyor. Yaşarken karşısına bir temizlikçi bayan çıkıyor. Bayan ki aman Allah'ım o ne bayan... Tam bir çirkef. İsmi Therese; dışarıdan bakınca kendini genç sanan bu bayan biraz da azgın affedersiniz. Kien için yanıyor, tutuşuyor ama Kien’in tek düşüncesi kitaplar. Hayattan kopmuş bizim profesör. Çünkü kadın daha da şirretleşip evi elinden almaya, daha da uçarılaşıp kitapları bile elinden almaya dahi kalkıyor. Ha birde kapıcı var emekli komiser. Gizliden Therese ile ilişkisi var ama bir yandan da kızına ve karısına dehşet bir şiddet uyguluyor. Romandan kapılacak bir konuda burası. Kadına şiddet ve kadını hor görme. Öylesine terimler, öylesine hikayeler ve cümleler kurmuş ki çok şaşırdım. Kadınlarla ilgili negatif yönde bir çok cümleler mevcut. Feministler bu kitabı sonralara atabilir. Bu anlattıklarım ilk 200 sayfa arkadaşlar. Gerisinde öylesine karışık ilişkiler, zor cümleler var ki; çok irdelenmeli ve sakin kafayla okunmalı. Kien körlükten çok korkuyor, kitap okuyamamaktan. Bu korkuyu da yenmesi gerek ama bununda farkında. Körler gibi yaşamaya başlıyor. Hatta evde gözü kapalı kitapları arıyor, kör alfabesi olmadan okumaya çalışıyor. Kadının evde olduğunun farkında ama onu ve yaptıklarını görmüyor. Aklı fikri kitaplarda. Aldığım kısa notlar var okurken bunlardan da söz edeyim. Öğrenmeye açık biri olmayı tavsiye ediyor Canetti. Karısıyla ne kadar anlaşamasa da hayatını idame ettiriyor. Hayvan sevgisi yeterince verilmiş romanda. Felsefik, pragmatist düşüncelerle bezemiş. Kadına ve erkeğe şiddet yeterince söz ettirdi. ( Özellikle kadına ) Satranç oyunundan baya söz edildi.Malum günümüzde haram denen bir oyuna burada övgüler dizilmiş. Dilencilik, hırsızlık, yalan haberler ( basın ) , Yahudiler, kamburluk kelimelerini bolca duyacaksınız. Orta kısımdaki hikayedeki Fischer’i ve yaptıklarını unutmamak gerek. Para ve hayaller için yapılan oyunlar neler neler entrikalar. Bazılarımızın gören kör olduğunu çok iyi anlatıyor roman. Gözümüzün önünde olan şeyleri artık maalesef göremiyoruz. Kapılmışız rüzgara. Belki bazen sesimizi çıkaramıyoruz, belki de gördüğümüzü bile anlamıyor, anlamaya da çalışmıyoruz. Okunması zor ama bir o kadar da güzel, tadı damakta kalan bir eser. Çok yönüyle umutsuz, karamsar olabilir ama içerisinden cımbızlanarak bir beyin fırtınası yapılmalı. Öylesine güzel cümlelerden ve konusu kitap olan bir romandan nasıl güzel şeyler çıkmaz değil mi ? Gelelim son bölümlere; Kien’in başından onca şey geçmiş, katil mi olmuş yoksa hırsız mı derken kardeşiyle irtibata geçiliyor ve burada anlatılan Mitolojik hikayeler çok zevkli ve bir o kadar da merak uyandırıcı. Son bölümlerdeki paragraflar başlı başına bir alıntı. Harika konular, anlamlar içermekte. Velhasıl kelam inşallah çizgimizi bulur ve o yönde yürürüz. O yolu bulamayıp, ya da gördüğümüz halde yürüyemezsek vay halimize. Her şeyin fazlası zarar. Kitap da olsa bu fazlalık; Kien gibi bazen açgözlülükle hiçbir şeyi görmüyoruz. Gözümüzün önünde cereyan etmesine rağmen. Kör olmayalım arkadaşlar, gözümüzü açalım. " KÖRLEŞMEYELİM " Tavsiye kesinlikle edilebilecek bir roman ama lütfen okumaya yeni başlayanlar bu kitapla açılış yapmasınlar ya da ilerleyen zamanlarda okurlarsa daha faydalı olacağını düşünüyorum. Mutlu günler, iyi okumalar.
Körleşme
KörleşmeElias Canetti · Sel Yayıncılık · 20213,550 okunma
··
31 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.