Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İlginç bir kılıf uydurmaydı bu. “Marie-Claude’a saygı duyma” ama “ondaki ‘kadın’a saygı duy.” Ama Marie-Claude kendisi kadın olduğuna göre, onun içinde gizlenen, Franz’ın her zaman saygı duyması gereken öteki kadın kimdi peki? Platoncu bir kadın ideası mı acaba? Hayır, Franz’ın annesi. Annesindeki ‘kadın’a saygı duyduğunu söylemek aklının ucundan bile geçmezdi Franz’ın. Annesine tapardı; onun içinde gizlenen bir kadına filan değil. Annesi ve Platoncu kadınlık ideası tek ve aynı şeydi.
Sayfa 122Kitabı okudu
··
1.457 görüntüleme
Dicleww okurunun profil resmi
Franz on iki yaşındayken babası tarafından terk edilen annesi birden tek başına kaldı. Oğlan ciddi bir şeylerin olup bittiğini seziyordu, ama annesi o bunalıma düşmesin diye üzücü olayı yumuşak, anlamsız sözlerle geçiştirdi. Babasının evi terk ettiği gün, Franz’la annesi birlikte kente indiler ve evden çıkarlarken Franz annesinin bir ayağına başka öteki ayağına başka pabuç giymiş olduğunu fark etti. Ne yapacağını şaşırmıştı; yaptığı yanlışlığa dikkatini çekmek istiyor, ama bir yandan da annesini incitmekten korkuyordu. İşte bu yüzden, kentte birlikte yürüdükleri süre boyunca gözlerini annesinin ayaklarından ayıramadı: Acı çekmenin ne demek olduğunu ucundan kenarından ilk sezişi böyle oldu.
Dicleww okurunun profil resmi
Bence sorun çıkaran erkekler Franz'ın hatırladığı şeyi unutuyorlar. Annesi yönünden bakmak yerine annesine yapılanları kendi kadınına yapıyor. Bunu çocukluk travması olarak değerlendirmek yerinde değil ve acı verici.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.