Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

136 syf.
10/10 puan verdi
·
13 günde okudu
AHMET HAŞİM Ahmet Haşim, edebiyatımızın düşünce ve gözlem hususunda farklı bir gücü bulunan ve yaşadıklarıyla tekâmül mirasını devam ettirmiş bir şair, bir yazardır. Şiiri elzem bir merhale olarak görmüş ve bakış açısının gelişmesinde şairliği büyük ölçüde etkili olmuştur. Bununla birlikte şiirlerinde duygusallığa ve anlam karışıklığına önem veren sanatçımız için önemli olan sözcüğün anlamı değil, söyleniş değeridir. Yaşadığı dönemin sosyal ve siyasal gelişmeleri fikir dünyasında farklılıklar oluştururken, sahip olduğu şark kültürüyle beraber garp kültüründen beslenerek güçlü bir bakış açısı kazanmıştır. Gözlem gücünün getirdiği yetenek tedricen hayal gücünü geliştirmiş ve çeşitlendirmiştir. Kendisiyle alakalı yaşadığı buhranlı dönemlerinde kendini beğenmemesi ve çirkin bulması şiirlerinde akşam ve karanlık temasının fazlaca yer verdiğini görebiliriz. Giriş Eserde değindiği sorunları anlatma ve aktarma biçimi Ahmet Haşim’in tenkit hususundaki becerisini gösterdiği gibi tenkit çemberine aldığı konular döneminin değişen sosyal-siyasal yapısı ve toplumu arasındaki paralelliği gözler önüne sermiş ve etkili bir anlatımla ortaya koymuştur. Eserin adından da anlaşılacağı gibi meselelere yaklaşımı ait olduğu kültürün doğasıyla, gördüğü ve tanıdığı kültürlerin anlayışı ile şekillenmiştir. Ustaca işlenmiş dili ve anlatım gücü bazı yazılarında hafif bir istihza barındırdığı gibi üslubu yalın, açık ve anlaşılırdır. Nitekim eleştirmiş olduğu ‘Mecmualar’ hakkındaki yazısında; “Aynı şeyleri aynı tarzda söylemek için bu kadar nesillerin biri biri arkasından gelmesine ne lüzum vardı? Bu mecmuaların sahifelerini açan kari sanki yanlışlıkla viranede bir bodrumun kapısını aralamış gibidir: Burun, keskin bir taaffün kokusuyla kırışıyor ve kulak, güya yeraltında bir ölüyü gömmek için ve ağlamak için toplanmış garip bir cemaatin iniltisi haşyetiyle dikiliyor. Bu keskin koku hangi leşten geliyor? Şiirden!” kısmında günümüz tenkit anlayışından farklı bir üslup barındıran yazılarında açık bir şekilde istihza ile hicvi aynı satırlarda değerlendirerek farklı bir yorum getirdiğini görüyoruz. Aynı zamanda günlük yaşanılan hayatın manzaralarını, gözlem gücünün etkisiyle etrafındaki nesneleri yorumlamayı başarılı bir şekilde yapan Haşim’in bu yeteneğini seyahat ve gezmeyi sevmesine bağlayabiliriz. Birçok yazısında diğer ediplerimizle karşılaştırdığımız zaman güzel farklılıkları ve gariplikleri görebileceğimiz yazılarında; yazarın o kadar çok sevilmeyen hayvanlardan bazılarını “müthiş bir böcek” olarak bahsetmesinin yanında başparmağımızı da en önemli organımız olarak anlatmasından bellidir. Ahmet Haşim’in meşhur akşam ve karanlık sevdası bu kitapta da kendini hissettirmiş. Bu konuda şu satırları örnek gösterilebilir: “Güneş, bütün gün, insana doğru fakat acı şeyler söyleyen bir arkadaştır. Onun ışığında eğlenmenin ve mesut olmanın hiç imkânı var mı? Nihayet akşam oldu karanlık bastı. […] Artık her şeyi açıklıkla görmek üzüntüsünden kurtulmuştuk.” Bize Göre eserini genel olarak değerlendirecek olursak Türk Edebiyatının en şahsına münhasır yazarının kaleminden harika bir eser çıktığını görebiliriz. O dönemlerde yaşanılan ve tenkit edilen sorunların birçoğunun günümüzde devam etmesi eserin canlılığını hep korumakta olduğu düşüncesindeyim. Mutlaka okunması gereken kitaplar arasına alınabilecek eseri geç fark etmenin utangaçlığıyla itiraf eder ,keyifli okumalar dilerim.
Bize Göre
Bize GöreAhmet Haşim · Oğlak Yayıncılık · 20043,607 okunma
··
2.077 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.