Ah benim tatlı, bilge, güçlü, dirayetli, kahin prometheus’um
Aaah benim şahinler tarafından her gün yenen her gece yenilenen prometheus’um
Ah benim insan seven tanrım
Ah bizi tanrılaştıran insanım
Sen bize armağan ettin gelişmeyi
bilgiyi
el işini
sanatı
ateşi.
Sensiz o nankör Kralın bizi kölelerinden başka bir yerde görmeyecekti.
Diyesim gelmiyor değil dizime vura vura :))
Ben Prometheus’u oldum olası severim. Azra Erhat Hanımefendi ile Sabahattin Eyüboğlu’nun muazzam çevirisinin tadı uzun zaman kalacak damağımda, neyse ki kitap benim neyse ki HAY Klasiklerinde daha bu ikilinin çok antik kuntik çevirileri var. Bir oyuncu adayı olarak tüm kalbimle bir gün bunu Azra ile Sabahattin HanımBeyefendilerin gönlünden geçtiği gibi sahneye koymak isterim… Sabahattin Eyüboğlu’nun çevirdiği Goethe’nin (kitabın ekler kısmında mevcut) Prometheus şiirinden bir kısımla sonlandırıyorum bu dağınık düşüncelerimi.
Sen yoksa beni
Yaşamaktan bıkar mı sandın?
Kaçak çöllere giderim mi sandın
Açmıyor diye
Bütün düş tomurcukları?