İncelemeye geçmeden önce belirtmem gerekir ki bu kitap bence incelenmeyi bile hak etmiyor. Fakat beni takip eden bir hayranımın yoğun isteği üzerine bu incelemeyi yazıyorum. Bu kitap üniversite lisans dönemimde ders kitabım idi. Hatta kitabın yazarı da bizzat hocam olur. Yani kitabı okumam isteyerek değil, mecburi bir okuma idi. Belki de biraz bu yüzden bu kitabı sevmiyorumdur. Neyse, dediğim gibi kitabın yazarı hocamdı. Ve kendisi Klasik Dönem Osmanlı Tarihi alanında gerçekten çok uzman bir akademisyen, fakat kitabı yazarken bu uzmanlığını kullanmamış. Bunu zaten kendiside bir dersinde şöyle belirtmişti: “Bu kitabı isteyerek yazmadım. Bir tanıtım için birileri ısrar etmişti. Korsanını alsanızda olur,” demişti. Bu incelemeyi yazdıktan sonra kendisininde okuması için linki e-postasına atacağım. Takmayacak, ama olsun. Ne kadar leş bir kitap yazmış görsün. Herhalde yazılma amacından dolayı olsa gerek kitabın baskısı bulunmuyor. Lisans dönemimde de zaten baskısı yoktu, fotokopi kullanmıştım. Amannn! zaten kitabın içeriğinden bahsettikten sonra kitabı arayacağınızı sanmıyorum. Arkadaşlar bu kitap dümdüz bir Osmanlı Tarihi kitabı. Yani örnek vermem gerekirse Fatih doğdu, tahta geçti, orayı-burayı aldı, sonunda öldü. Bu kadar. Kitap size Osmanlı Tarihine karşı bir bakış açısı kazandırmıyor. Özellikle Halil İnalcık gibi isimleri okuduktan sonra böyle bir kitaba geçecek olursanız kesinlikle bu kitaba ve yazara çok söversiniz. Bu arada hocamın kendisi derslerinde bir çok kez Halil hocaya giydirmişliği vardır. :D Yine kitaba dönecek olursak, kitapta kronoloji sıfır! Mesela Süleyman Mohaç seferine çıkıyor. Fakat sonra birden yazarımız Süleyman’ı öldürüyor, ama sonra yine Mohaç seferine dönüyoruz. :D Abartmıyorum, aynen böyle anlatıyor çoğu yeri. Sonra bir başka örnek verirsek, I. Murad döneminin başlangıcını direk “Yeniçeri ocağı kuruldu,” diyerek giriyoruz. Sonra taht değişikliğine geçiyoruz. :D Sıfır mantık! :D Yine başka bir örnek vereyim. Ertuğrul Gazi hakkında bilgi kitapta yer verilmiş, ama verilen bilgiler yarım sayfa var ya da yok. Bu adam hakkında yeterli bilgi yoktur diyerek geçiştirilmiş. :D Kitabın tek iyi yanı, kitabın yazılırken yazarın referans alarak kullanmış olduğu kaynaklardı. Gerçekten kaynakçası bir hayli boldu. Hatta Kitabın yazarı resmen, “beni okuma, bak sana burada okunacak daha iyi bir sürü kaynak eserden bahsettim. Bunları oku,” demek istemiş. :D Kısacası dostlar bu kitap, tam bir leş kitap! Lütfen bu kitabı okumayın. Zamanınıza yazık olur.