Görüldüğü gibi Mustafa Kemal’in, Kürtlere ilişkin olarak, 1919 yılındaki söylemiyle 1927 yılındaki söylemi çok farklıdır. 1927 yılında, yeni bir Türk devleti kurulmasından, “Türk’ün haysiyeti, gururu ve kabilîyeti"nden söz etmektedir. Bu sözlerde Kürtler nerede durmaktadır? 1919‘da, Erzurum Kongresi sırasında, mektup yazılan, yardımları İstenen Kürt ileri gelenleri, Kürt aşiret reisleri, Kürt şeyhleri, nerede durmaktadır? Artık inkâr ve imha politikalarının yürürlükte olduğu aşikârdır, 1919 ve 1927 yıllarındaki söylem farklılığını da "Millî Sır" ile açıklamaktadır: "...ben milletin vicdanında ve geleceğinde hissettiğim büyük gelişme kabiliyetini, bir milli sır gibi vicdanımda taşıyarak, yavaş yavaş bütün topluma uygulatmak mecburiyetindeydim."