Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bir keresinde adamın biri Nasrettin’e, “Çok yoksulum. Neredeyse imkânsız, artık hayatta kalmak âdeta imkânsız görünüyor. Altı çocuğum ve karım, dul bir kız kardeşim, yaşlı annem ve babam, büyük bir ailem ve akrabalarım var. Giderek zorlaşıyor. Bir şey önerebilir misin? İntihar mı etmeliyiz?” diye sormuş. “İki şey yapabilirsin” demiş Nasrettin, “ve ikisinin faydası olacaktır. Birincisi, ekmek pişirmeye başla, çünkü insanlar yaşamak zorunda ve yemek zorundalar, hep bir işin olur.” “Ve öteki?” diye sormuş adam. “Ölüler için kefen yapmaya başla” demiş Nasrettin, “çünkü hayatta olan insanlar ölecekler. Bu iş hep devam edecek. Bu iki iş iyi - ekmek ve ölüler için kefen.” Bir ay sonra adam geri gelmiş. Daha da umutsuz, çok üzgün görünüyormuş ve “Hiçbir şeyin faydası yokmuş gibi geliyor. Sahip olduğum her şeyi işe koydum, önerdiğin gibi, ama her şey aleyhimde görünüyor” demiş. “Bu nasıl olabilir?” demiş Nasrettin, “insanlar hayattayken ekmek yemek zorunda ve öldüklerinde de akrabalarının kefen satın alması gerekir.” “Fakat anlamıyorsun” demiş adam. “Bu köyde kimse hayatta değil ve kimse hiç ölmüyor. Tek yaptıkları sürüklemek.” Herkes sadece kendini sürüklüyor, kimse canlı değil ve kimse hiç ölmüyor, çünkü ölmek için insanın önce canlı olması gerekir. İnsanlar sadece sürüklüyor. Yüzlerine bak başkalarının yüzüne bakmaya gerek yok, aynaya bak, sürüklemenin ne anlama geldiğini göreceksin- ne canlı ne de ölü. Hayat çok güzel, ölüm de güzel, sürüklemek çirkin.
·
79 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.