"Zaman geçtikçe bir umut diğerine karışmıştı."
"Çile çekmek kimseyi iyi biri yapmaz Doktor Bey...
Acı bizleri sadece daha kötü yapar, berbat birine dönüştürür."
Brezilya'nın kuzeyindeyiz, burada doğa ve şartların zorluğu insanlığı en zor sınava tabi tutuyor; sefalet, açlık ve can pazarı...
Aslında eser birçok yönden Gazap Üzümleri ve Şikago Mezbahaları'na benziyor, zaten o zamanın şartları ve sefaleti günümüzde benzer bir şekilde fakat daha farklı ve ağır bir biçimde yaşanmaya devam etmiyor mu?
Bir ailenin ve bölgenin bütün sakinlerinin iliklerine kadar sömürüldüğünü geriye kalan posalarından çıkar elde edilmediği için yuvalarından kovulmasıyla, göçe zorlandığını görüyoruz. İnsanlar hayatta kalabilmek ve yaşamlarını devam ettirebilmek için büyük şehir hayaline tutunuyorlar, bu öyle bir hayal ki hem zihinleri hem de bedenleri zehirliyor. Halk, artık sefaletin ve imkansız hayallerinin kölesi kendi kaderlerinin tayini ve güzel bir yaşam fikri artık bir serap, böylesi bir toplumda siyaset, ahlak, din, başkaldırı ve birey yargıları tabi olarak adeta sisteme ait bir makinenin dişlileri gibi tıkırında işliyor. Gerçekten bir değişim mümkün mü? İnsanlar ders alabilir ve daha iyi için umutla çalışabilir mi? Pekii kim iyi? Kim kötü?