HALK VE HÜKÛMET ALÂKASI
Evvelâ halk alâkası... Hükûmetinki birkaç kelimelik... Ne yapmalı da bu halkı, hasseten yüksek sınıflariyle at yarışlarına ısındırmalı?..
Atin, prens faaliyetle boy gösterdiği her yerde bulunmak istememe rağmen, ömrüm boyunca yalnız bir kere, o başka bir iş için stadyuma gitmiştim. Bir de baktım ki, on binlerce, onbinlerce insan kafası, birbiri üstünde bir patates dağı gibi yükselmiş; ve bu ortası çukur dağın çepçevre iç cenahlarını saran kafalar, oktan keskin nazarlarını, kendilerinden biraz daha büyük, fakat daha mütefekkir bir meşin kafaya, topa saplamış; çeneler sarkık, ağızlar feryat ve figan dolu, bir acayip âlem!.. Nihayet bütün hüneri, kale dedikleri bir dört köşe içinden geçmek veya geçirilmekten ibaret bir meşin topun belirttiği bu korkunç müeyyideye kapılanlardan, inananlardan olmadığımı anlıyorsunuz. O zaman bu levha karşısında düşünmüştüm ki, bu kadar insanı alarm işaretleriyle biraya topladıktan sonra biri çıkıp da orta yere dikilse ve dünya çapında bir şiir veya fikir okusa, acaba bu kalabalık ne yapar: cebinde dünyanın kurtuluş reçetesi bile olsa, sanat ve fikir adamını nasıl ıslıklar, yuhalar, tekmeler, kapı dışarı eder?
Halbuki bizim burada bahsimiz, fikir ve şiir değil, sporların en güzeli olan at... Niçin bu spor futbol gibi tutmamış, tutturulamamıştır?
Yarışların bütün memleket çapında umumî kadrosu gittikçe genişlemektedir. Her yarış günü yarım milyondan fazla oyun oynanır. Ancak, aralarında, estetik kaygısiyle veya vakit geçirmek arzusiyle gelmiş olan, acaba kaç kişi vardır? Nerede, dünyanın her tarafında görmeye alışık olduğumuz asalet ve zarafet muhiti, sâf spor alâkalıları?..
Onlar, bizde bulunduğu kadariyle dahi yoktur; zira at yarışlarını, uzaktan tam bir kumar kabul etmekte; ve oynamamak şartiyle de olsa at heyecanına kendilerini vermeyi mânasız saymaktadır. Hipodromlar bir muhit teşkil edemediği için kendilerini cezbetmemekte, kendileri de oralara iltifat etmedikleri için muhit teşekkül edememekte... Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan?
Spor olarak tutunamaması da bu işin zevk kültürüne uzak kalışımızdan ..
Hüküm:
Türkiye Jokey Klübü halkın, hem de altlı üstlü en geniş (burjuvazi) sınıflariyle alâkasını çekmek için, yazı, çizi, söz, radyo konuşması müsamere, gösteri, konser, folklor, bütün vasıtalarla mücadele etmeyi bilmelidir. Biz, sıcak bir nefes helezonundan süzülen yakıcı hitapların, ısrar edilirse bir çakıl taşını bile kulak şekline sokacağına inananlardanız.
Ya hükümet alâkası?.. Evet, Prens Hamlet'in dediği gibi, işte bütün mesele!.. At yarışı, kralların kurduğu ve koruduğu, beslediği ve tutturduğu bir müessesedir; ve yaşaması sadece devletin bahşedeceği şartlar ve açacağı iklimler sayesinde mümkündür. Bunu devlete, ister en büyük memleket servetlerinden at zaviyesi, ister kültür ve bedii zevk noktası, her yönden sindirebilmeli... Bu nasıl olur?
Dâvanın müdafaasını bilmekle olur.
Sayfa 214 - BÜYÜK DOĞU YAYINLARI / İSTİKBÂLDE ATKitabı okudu
·
116 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.