#diriliş tarih bilgisini romanlaştırarak zihinlerde canlandırmayı kolaylaştıran #belgeselroman türünde akıcı bir kitap. Turgut Özakman’ın ilk yayımladığı eseri #şuçılgıntürkler olsa da önsözde; Diriliş, Şu Çılgın Türkler ve Cumhuriyet sıralamasıyla devam eden bir “Türkiye Üçlemesi” yazıldığından bahsediliyor. Benim gibi tarih dersi fobisi olan okurlar için bulunmaz nimet değerinde olan bu üçlemeye tabii ki diğer kitaplarıyla da devam etmek niyetindeyim. Bu kitap sayesinde; Çanakkale Savaşı’nı sanki yaşadım. Yazar, bütün duygularımı harekete geçirdi; üzüldüm, sevindim, gururlandım, sinirlendim ve hatta ağladım bile. Savaşla ilgili doğru sandığım yanlışları farkettim. Mesela; Atatürk’ün Seyit Onbaşının köyüne gidip “Dile benden ne dilersen” dediği ve Seyit Onbaşı’nın hiçbir şey istemediğiyle ilgili anlatılan hikaye bir halk efsanesinden ibaretmiş ve rehberlerimiz yerli turistleri etkileyebilmek için bu tür duygusal halk hikayelerini kullanırmış. Çanakkale’ye gittiğimde rehberden dinlediğim hikayelerle kaç kez ağladığımı bilirim. Daha önce hiç bilmediğim bilgiler de öğrenmiş oldum. Mesela; Muavenet-i Milliye adında bir destroyerimiz olduğunu ve bu geminin İngiliz Kruvazörü Golliath’ı batırdığını, ayrıca iki Alman denizaltısının da (U-21 ve UB-14) iki önemli İngiliz zırhlısını (Triumph ve Majestic) ve denizaltılarını batırdığını öğrenmiş oldum. Ordumuzda bulunan Alman askerlere yapılan ayrıcalıklara, Osmanlı Hükümeti’nin Almanlar’a güvenerek savaşa kayıtsız kalışına kahroldum. İyi ki Mustafa Kemal oradaymış ve emir almayı beklemeden kendi insiyatifini kullanmış. Kendi askeri eğitimimize güvenmeyip deneyimsiz Alman komutanlara -esasında içi ne kadar boş olan bir hayranlıkla ne yazık ki- gencecik binlerce canımızı emanet ettiğimizi ve Alman hayranı atalarımızın bilinçaltını hala taşıdığımızı farkettim. Türk kadınlarının peçe ve çarşafı atma, kadın haklarını elde etmek için girişimlerinin başladığı dönemin, Çanakkale Savaşı ile paralel olduğunu öğrendim. Kadınların “erkeğe dokunacaksın, peçe takmayacaksın, günah!” diye baskı yapan konu komşusuna rağmen, cephede cesurca hemşirelik yaptığını ve binlerce kadının asker olmak için askerlik şubesine dilekçe verdiğini de öğrendim. Kitaplarını daha yeni okuduğum kadın harekatı öncülerinden Fatma Aliye’ye yeniden rastladım. Tarihi eserlere gösterdikleri ilgi ile takdir ettiğimiz Avrupalı’nın anılarında, bizim Galata Kule’mizi yıkmak, Ayasofya mozaiklerini yağmalamak için nasıl sabırsızlandığını okuduğumdaysa çok şaşırdım.

DirilişTurgut Özakman · Bilgi Yayınevi · 20145,2bin okunma

·

445 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.