Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Tamamen Gerçektir, İbretliktir.
13 Şubat 1258'de Bağdat halkını katl ve yağma etmenin başlangıcıydı. Ordu hep birden şehre girdi ve az sayıdaki Hristiyan din adamı ile gariplerin evleri haricinde yaş-kuru ne varsa yaktılar. 15 Şubat Cuma günü Hülagu Han şehre girdi. Halife'nin konağını seyretmek için sarayın sekiz köşeli bölümünde oturdu ve emirlere toy verdi. Halife'yi hazır etmeleri için emir verip "sen ev sahibisin ve biz de misafiriz. Bize yakışacak neyin varsa getir" dedi. Halife o sözleri gerçek sandı. Korkusundan titriyordu. Kafası öyle karışmıştı ki, hazinelerin anahtarlarını bile tanıyamıyordu. Birkaç kilidi kırdırmasını söyledi. İki bin tane kadar elbise, on bin dinar, mücevherlerle süslenmiş nefis şeyler ve birkaç mücevheri Hülagu'nun huzuruna getirdiler. Hülagu onlara iltifat etmedi ve hepsini emîrlere, orada bulunanlara bağışladı. Halife'ye "yeryüzünde sahip olduğun bütün eşya ortada ve bizim kullarımıza aittir. Ne kadar definen varsa, nedir, nerededir söyle" dedi. Halife, sarayının ortasında altınla dolu bir havuzun olduğunu itiraf etti. Orayı kazdılar. Hepsi yüz miskallık tam ayar kırmızı altınla doluydu. Halife'nin haremlerinin sayılmasını emretti. 700 hatun, cariye ve bin hizmetkar sayıldı. Halife, haremlerinin sayısından haberdar olduktan sonra ağlayıp sızlayarak "üzerlerine güneş ve ay değmemiş olan ehl-i haremi bana bağışla" dedi. Hülagu, "bu yedi yüz arasından yüz tanesini seç ve gerisini bırak" dedi. Halife, kendi yakınlarından ve akrabalarından olan yüz kadını kendisiyle dışarı çıkardı. Hülagu Han geceleyin otağa geldi. Sabah olunca, Suncak'ın şehre gitmesini ve Halife'nin mallarını zapt edip dışarı göndermesini buyurdu. Böylece bütün halifelerin 600 senede toplamış oldukları her şeyi sarayın iç alanına tepe tepe yığdılar.
Sayfa 45 - Türk Tarih Kurumu YayınlarıKitabı okudu
·
239 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.