Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

"Ah Güzel İstanbul'da fahişe tiplemesiyle gerçekçi bir kadın kişiliği çizen Müjde Ar (1954), Ömer Kavur'dan sonra özellikle de Atıf Yılmaz'lı filmlerle bir tür yenileşme getirir. Örneğin Türk sinemasındaki "kadın imajı"nı değiştirip yerleşik Yeşilçam kalıplarını kıran Müjde Ar, beraberinde bir "cinsel devrim'i de getirecektir. Artık Türk sinemasındaki "kadın kahramanlar" Hülya Koçyiğit'in, Türkan Şoray'ın ve Fatma Girik'in canlandırdığı, boynu bükük, hakkını arayamayan, baş kaldıramayan, yalnızca erkeklerin oyuncağı olan kişiliksiz kadınlar değildir. Sümüklü kızların aşk öyküleriyle donanmış içi boş temalar Müjde Ar'ın gelişiyle devre dışı kalacaktır. Tiyatro oyuncusu olarak sinemaya girip, Halit Refiğ'in yönettiği TV dizisi "Aşk-ı Memnu"daki rolüyle dikkati çeken, buna karşılık 1981'e kadar kişiliksiz filmlerde kendini göstermeye çalışan Ar, birden "kadın sineması"nın, "kadın filmleri"nin "militan oyuncu'su olup çıkar. Cinsiyeti olmayan kadına cinsellik, ezilen kadına kişilik, erkek eline teslim olan kadına "ekonomik özgürlük" kazandıran Müjde Ar, bu işlevini "Fahriye Abla" (Yavuz Turgul), "Şalvar Davası" (Kartal Tibet), "Gizli Duygular" (Şerif Gören), "Adı Vasfiye" (Atıf Yılmaz) ve "Aaahhh Belinda" (Atıf Yılmaz) ile uç noktalara götürür. Müjde Ar'ın bu "çağdaş kadın", bir başka deyişle "özgür kadın" kimliğinden, soyunmayan, sevişmeyen "star"lardan özellikle de Türkan Şoray'la Hülya Koçyiğit etkilenip ister istemez kendilerini yenileyeceklerdir. Örneğin önce Türkan Şoray "Mine"yle (Atıf Yılmaz), sonra da Hülya Koçyiğit "Firar'la (Şerif Gören), "Bez Bebek'le kaçınılmaz biçimde ayak uyduracaklardır. Kaldı ki cömertçe bir cinsellik sergilediği "Mine", unutulan Türkan Şoray'ı yeni kimliğiyle gündeme getirecektir.
Sayfa 60
·
195 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.