Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

·
Puan vermedi
Karakter Aşınması (Richard Sennett)
(Sennett, Richard, Karakter Aşınması, Çev. Barış Yıldırım, Ayrıntı Yayınları, 15. Basım, 2020, İstanbul, s. 188.) “Karakter” diyor Sennet, “kendimizde değerli bulduğumuz ve başkalarının değer vermesini beklediğimiz kişisel özelliklerimizdir.” Sonra, “[s]abırsız, mevcut ana odaklanan bir toplumda, hangi özelliğimizin kalıcı değer taşıdığına nasıl karar verebiliriz? Kısa vadeye kilitlenmiş bir ekonomide nasıl uzun vadeli hedeflere sahip olabiliriz? Her an parçalanan veya sürekli olarak yeniden şekillendirilen kurumlarda, karşılıklı sadakat ve bağlılık nasıl sürdürülebilir?” (s. 11) diye soruyor. Bunlara benzer soruları sıkça yineler Sennett: Zaman içinde oradan oraya, bir işten diğerine sürüklenen yaşantılardan beslenen yeni ekonomik düzende, “[h]ep kısa vadede yaşayan bir toplumda uzun vadeli hedefler nasıl güdülebilir? Kısa epizotlardan ve fragmanlardan oluşan bir toplumda, kişi nasıl bir kimlik anlatısı ve yaşamöyküsü geliştirebilir?” (s. 26) Hemen söyleyeyim, yazar bu önemli soruları havada bırakmıyor. Önce, mevcut ekonomik düzenin karakterimizi, “özellikle de karakterin insanları birbirine bağlayan ve her birini sürdürülebilir bir benlik duygusuyla donatan özelliklerini” (s. 27) aşındırdığını somut örneklerle gözler önüne seriyor; sonra, bu soruları cevaplandırmaya çalışıyor ve kitabın sonlarında kesinlikle yabana atılamayacak öneriler sunuyor. --- Yazarın “Rutin” bölümünde Diderot’nun ve Adam Smith’in rutine bakışlarını karşılaştırdığı sayfaları da ilgiyle okudum. “Diderot işteki rutinin, […] gerekli bir öğretici olduğuna, Smith ise rutinin insan aklını öldürdüğüne inanıyor[muş].” (s. 34.) Bu karşılaştırmada Sennett’nin, hayranlık duyduğu Smith’in tarafını tuttuğunu söyleyebiliriz. Bu bölümde Fordizm’in yaşamımıza girişine de yer veren yazar, Anthony Giddens’a da laf sokmadan edememiş :). Eserin, Davos toplantılarıyla, bu toplantıya katılanlarla ilgili 65-69. sayfaları müthiş ironik. Şu özeleştiri de sayılabilecek satırlar da sanırım alıntılanmaya değer: “Benim kendi kuşağım, 1968’de, devrimin eli kulağında olduğunu sandığımız günlerde bizi büyüleyen o umutları ileride terk etmek zorunda kaldı; çoğumuz, istemesek de, merkezin solundaki, süslü sözlerin iş yapmaktan daha geçerli olduğu, o sisli bölgeye sığındık. [s. 66]” İnsanın, iyi ... yediniz, şimdi de karakterimiz aşınıyor diye ağıt yakın! diyesi geliyor. Neyse… Devam edelim: “[…] Bu insanları sırf hain olarak [s. 66] görmek ölümcül bir hata olur. Benim gibiler, yaşamı mevcut gerçekliğe karşı pasif bir şüphecilik duyarak sürdürme konusunda uzman hale gelmişken, Davos’taki saray enerjiyle dolup taşıyor. [s. 67]” Burada da şunlar geliyor dilime: Pasif şüpheciliğinize devam edin Sennett Amca, bal gibi de parayı seçtiniz, kimi kandırıyorsunuz? Neyse, Sennett’yi pek tanımadığım için bu lafları etmemiş olalım. --- Karakter Aşınması, günümüz ekonomisinde hatta bütünüyle yaşama biçiminde anlamları büyük ölçüde değişen başarı ve başarısızlıkla ilgili olarak da bir şeyler söylüyor. Nedir başarı, maddi kazanç elde etmek mi? Ya başarısızlık?.. Maddi kayıplarımız mı? Asıl başarısızlık “[h]ayatı anlamlı kılmayı başaramamak, kendinde değerli bir şey görememek, salt varolmanın ötesinde gerçekten yaşamayı başaramamak” (s. 136) olmalı. Bu türden başarısızlık duygusunu parayla dindirmek mümkün mü? Sennett, ilerleyen sayfalarda, bir psikoloğun tanıklığından da güç alarak başarı ve başarısızlık arasındaki tezat gibi bağımlılık-bağımsızlık şeklindeki tezadın da gerçekleri çarpıttığını söylüyor: “Psikolog John Bowly, “Kendi ayakları üzerinde durabilen insan, hiç de kültürel ilişkilerde varsayıldığı kadar bağımsız değildir” diyor; yetişkinlik döneminde, “sağlıklı biçimde kendi ayakları üzerinde du- [s. 161] rabilen bir kişi, koşullar gerektirdiğinde diğerlerinden yardım ister ve kime güveneceğini bilir.” Yakın ilişkilerde, birisine bağımlı olmaktan korkmamız, o kişiye güvenmediğimizi ve savunma güdümüzün baskın çıktığını gösterir. [s. 162]” “İnsanlar muhtaç olmaktan dolayı utanç duymaya başlayınca, diğerlerine karşı iyice şüpheci ve güvensiz olurlar. [s. 164]” Yazar eserinin son sayfalarında yeni kapitalizmle yüzleşmek için karakter konusunu ele almak gerektiğini vurgulayarak kendi önerisini sunar: “Ailemin acılarla dolu muhalif geçmişinden çok şey öğrendim; değişim, kitlesel ayaklanmalarda değil, ihtiyaçlarını birbiriyle paylaşan insanların arasında, toprakta yeşerir. Bu ihtiyaçlar ne tür bir politik programa hayat verir, bilemiyorum. Ama, insanları birbirleri için kaygılanmaz hale getiren bir rejimin, meşruiyetini uzun süre koruyamayacağından eminim. [s. 171]” Özetle, Karakter Aşınması'ndan çok şey öğrendim. Sennett'yi, yukarıdaki kaba sözlerime rağmen, kaygılarında da temennilerinde de samimi buluyorum açıkçası. Eseri, yer yer bir kurmaca tadı alarak keyifle okudum, siz de bir göz atın bence.
Karakter Aşınması
Karakter AşınmasıRichard Sennett · Ayrıntı Yayınları · 2022843 okunma
··
502 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.