On beş yirmi cümleyle konuşuyormuş gibiydi evin içinde. Her duruma karşı ezberinde bir replik vardı. Haddini bilmeyen kediye, eve geç gelen oğula, titizlenen kocaya... Sen. Yapacaksın. Yapmalısın. Yapsan ne iyi olur. Hadi yapsana. Sen şimdi bunu yaptığını mı düşünüyorsun?