Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

448 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Onegin'i okurken Peçorin'i gördüm sanki. Puşkin öyle bir tipin tohumunu atmış ki ondan sonra posasını çıkarana kadar kullanmışlar, tabi her birinde üstüne bir şeyler ekleyerek. Öncelikle Peçorin, Bazarov ve hatta Raskolnikov'da Onegin karakterini bulmak mümkün. 19. yy.'da yirmili yaşların ortalarındaki Rus burjuva ve aristokrat gençliğinde bir sıkıntı, bir huzursuzluk var. Küstahlık, insanlardan pek hazzetmeme, tepeden bakma ile tam tersi bir iyilik halinin, toplumsal bazı farkındalıkların ilginç bir çelişkisini taşıyor bu tipler. Puşkin'in Onegin'i anlatırken aslında kendini de anlatıyor olduğu konusunda, genele yayamasak da yine de itiraz etmek zorunda hissettiğim kadar yaygın bir kanı var. Puşkin bu yorumu yapanlara bizzat kendisi romanın içinde itiraz ediyor ve başka biri hakkında şiir yazılabileceğinin nasıl düşünülemeyeceğini sorguluyorken, yine de bu çıkarımın yapılması bana doğru gelmiyor. Yazarın net beyanının olduğu konularda bu söyleme saygı duymak gerektiğini düşünüyorum. Puşkin kendini anlatmıştır, evet, ama bunu gayet açık bir biçimde, romandan yer yer saparak ve doğrudan kendi geçmişinden, kendi duygularından bahsederek yapmıştır. Kendisinin ve Onegin'in duygu ve düşüncelerini keskin bir şekilde ayırmıştır. Kendisinden Onegin'in öyküsüne dönüşlerde de bunu her seferinde belirtmiş, "şimdi burada bırakalım, Onegin'e dönelim" şeklinde geçiş dizeleriyle bu dönüşleri açık kılmıştır. Puşkin'in araya girişleri bunlarla da sınırlı değildir. Aslında Puşkin birden fazla şekilde araya giriyor. Öncelikle, Onegin'in karşılaştıklarıyla kendi yaşadıklarını karşılaştırıp duygularını, geçmişe dönüşlerini ortaya serdiği dizeler var. Bir de eserin yazılma sürecini de yorumladığı, bazen dizelerin içinde, bazen de kendi dipnotlarında belirttiği bir süreç var. Eserin bölümleri farklı zamanlarda yayınlanmış. Bu sebeple takip edilen bölümlerin esere eklenmesi sırasında Puşkin eleştirmenlerden gelen bazı yorumları işin içine katmış, onları yorumlamış, yayınlanmış bölümlerde değişiklikler yapmış, onların önceki hallerini dipnotlarda vermiş. Sıkıldığında devam edemeyeceğini belirtmiş ve bırakmış, hangi bölümü nerede yazmakta olduğunu dizelerde belirtmiş; yani eseri yazarken yazım ve yayınlanma hikayesini de bir nebze esere dahil etmiş. Bu çok da alışık olmadığımız bir yazar görünürlüğü. Eserdeki düellonun Puşkin'in sürekli kendi kaderine bağlanıyor oluşunu, çok fazla anlam yükleme olarak görüyorum. Döneminin son derece popüler olan bu adetine Puşkin "Yüzbaşının Kızı" eserinde de değinmiştir. Dönemin diğer yazarlarında da, örneğin Turgenyev'de de düello işlenir. Üstelik bu düelloda bir de hayatta kalan taraf var, fakat kimse Puşkin'i onunla özdeşleştirmeye kalkmıyor. Şu karakterleri fazla romantize ediyoruz. Şiirin çevirisi konusunda bir şey demek zor. Bu konuyu Sabri Gürses güzel özetlemiş: iyi veya kötü bu çeviriler yapılacak, bundan kaçış yok. Bırakın dilden dile, yani kültürden kültüre çevirmeyi, aynı milletin farklı bir dönemde ürettiği eserleri modern diline çevirmek bile hayli zor. Düzyazıda bile böyleyken şiir gibi anlam dünyasını sözcüklerin tek tek ve birbirlerine eklenmesiyle, bunların yaratığı çağrışımlarla ve ritimle harmanlayarak kuran sanat eserlerini başka bir kültüre aktarmak zaten baştan bir kaybın olacağını kabul etmeyi gerektiriyor. Sabri Gürses burada hikayeyi doğru aktaracak ve şiirselliği de tamamen yok etmeyecek bir orta yol tutturmuş ki, ben başarılı buldum. Eserin hemen hemen yarısını sesli okudum ve bir kaç yer hariç kulağımı tırmalamadığımı söylemeliyim. Elbette bunda eserin kapalı olmaması, nihayetinde bir hikayeyi manzum olarak anlatması, karmaşık bir sembolizm içermemesi de etkendir. Evet, Puşkin'in bu eserde kullandığı meşhur kafiye düzenini bu arada kaybetmiş olduk ama ne yapalım? Oturup Puşkin anlayacak kadar 19. yy. Rusça'sı öğrenecek durumumuz yok!
Yevgeni Onegin
Yevgeni OneginAleksandr Puşkin · Çeviribilim Yayınları · 2016785 okunma
·
280 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.