Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

248 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Agorafobi
Bizler, çoğumuz fiziksel bir rahatsızlık yaşadığımızda endişelenir ve hastaneye gideriz. Yine aynı şekilde sevdiklerimiz de böyle durumlarda bizimle daha çok ilgilenir. Fakat beden nasıl hastalanıyorsa zihin veya inananlar için ruh da hastalanabiliyor. Ama bizler veya yanımızdaki insanlar ne yazık ki bunu pek önemsemiyoruz. İşte “agorafobi” de bu hastalıklardan biri. Genelde ‘açık alan korkusu’ ve 'evden çıkmama' olarak bilinir. Belirtileri kişiden kişiye değişir, bu insanlar genellikle kalabalık ortamlardan (sinema, konser, market, toplu taşıma) korkarlar. Böyle ortamlara girdiklerinde, nefes alamama, kalpte çarpıntı, terleme, kendisini ölecek gibi hissetme vb. durumlar yaşarlar. Hastalığın ileri safhası ise evden çıkmamaktır. Çünkü ev, hasta için güvenli alandır bu yüzden de hasta evden çıkmak istemez. Bu hastalık aynı zamanda, “korkudan korkma” şeklinde de tanımlanıyor. Bir agorafobi hastası için, depremden daha korkunç bir şey varsa, o da enkazın altında sağ kalmaktır. Çünkü hastanın kontrolünde olmayan her şey onu öldüresiye korkutur. Bayer’in bir reklamı vardı: “Egzamanın dili olsa sana ne söylerdi?” diye başlıyordu. “Çok çalışıyorsun, biraz dinlen, sakinleş. Bu aralar sevmeye ve sevilmeye ihtiyacın var…” mı derdi? diye bizi egzamamızla konuşmaya sevk eden çok güzel bir reklamdı. Çünkü kulağa ne kadar tuhaf gelse de, biz kendimizi yeterince dinlemediğimizde, bedenimiz ve zihnimiz hastalıklar yoluyla bizimle konuşuyor. Kitapta 17. Ve 19. Yüzyılları arasında kadının dünya üzerindeki konumuna ve neredeyse kitabın yarısında bu kadınlardan agorafobi yaşayan kişilerin öykülerine yer verilmiş. Agorafobinin sebebi ne olabilir diye düşününce akla kapalı bir yerde kalmış olmak, sıkışmış olmak gibi şeyler gelebilir. Ama neredeyse bir çoğunun sebebi tabi ki böyle değil. Hastalığın dışavurumu nasıl kişiden kişiye değişiyorsa, sebepleri de her hastada farklılık gösterebiliyor. Örneğin kitapta şöyle bir öyküye yer verilmişti: Agorafobi atakları yaşayan bir kadın çevresi tarafından ikinci çocuk yapması yönünde söylemlere maruz kalıyor. Bunu istemeyen kadın bu dile getirip çevresini ikna ettiğinde hastalığı yatışıyor. Literatüre göre bu hastalığı yaşayanların çoğu evli kadınlardan oluşmakta. Belki buradan şu sonuca ulaşabiliriz: Evli veya bekar herhangi bir birey “kendisi olmaktan” ödün vermeye başladığı zaman bu panik bozukluğu yaşayabiliyor ve yine çoğunluğun kadın ve evli olduğunu düşünürsek, en çok evli kadınlar kendisi olamıyor. Kitapta, kadın ve erkek ayrı ayrı ele alınmış ve erkek hasta oranı az olunca kendilerine küçük bir bölümde değinilmiş. Tedavi yöntemi olarak da, yüzeysel olarak ilaçlı terapi yöntemlerinden bahsedilmiş ve hastalar üzerinden korkularının üzerine gittikleri seanslar anlatılmış. Benim fobim de benimle konuştuğundandır belki, beni çok tatmin eden bir kitap olmadı. Hastalık olarak genelde bildiğim şeylerdi, sadece tarihteki kadınların çilelerine daha yakından tanık oldum. Hastalığın tarihteki gidişatını ve kadınlar üzerindeki etkisini merak edenler okuyabilirler.
Eviyle Evli Kadınlar
Eviyle Evli KadınlarKaren DeCrow · Afa Yayınları · 198913 okunma
··1 alıntı·
1.143 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.