Madeni paraların geçmişi MÖ 600’lü yıllara kadar
dayanıyor. Geçmişte madeni paralar altın ve gümüş
gibi değerli madenlerden üretiliyor ve dövülerek
şekillendiriliyordu. Zamanla ticaretin gelişmesine bağlı
olarak madeni paraya talebin artması, darphanelerin
daha hızlı üretim yapmasını zorunlu hale getirdi.
Ancak üretim elle yapıldığı için bu süreçte şekli çok
düzgün olmayan düşük kalitede madeni paralar üretildi.
Bu durum sahte ve kenarları yontulmuş -kalpazanlar
madeni paraların kenarlarını yontarak değerli
madenlerden küçük miktarlarda çalıyordu- paraların
fark edilmesini zorlaştırıyordu.
Bu sorunun üstesinden gelmek için geliştirilen
yöntemlerden biri madeni paraların makineler
kullanılarak üretilmesiydi. Böylece şekli çok düzgün
dairesel paralar üretmek mümkün oldu. Paraların
kenarlarının yontulmasını engellemek için ise madeni
paralar kenarları tırtıklı şekilde üretilmeye başlandı. 1696
yılında İngiltere Kraliyet Darphanesi’nin başına getirilen
fizikçi Isaac Newton madeni paralar kırpılarak yapılan
sahtecilikle başa çıkmak için bu yöntemi kullanmıştı.
Günümüzde ise madeni paralar değerli madenlerden
yapılmamasına rağmen (çoğunlukla bakır, nikel ve çinko
alaşımlarından üretiliyorlar) kullandığımız bazı madeni
paraların kenarları tırtıklı.