Yine güzel başlayıp kötü bir şekilde ilerleyen, barındırdığı mantık hataları ile yeni bir kitap yazabileceğimiz bir eserin yorumu ile merhabalar. Kitabın ana konusu ve Chaol Westfall karakteri dışında hiçbir şeyi sevemedim ne yazık ki. Başta acaba tüm kadın karakterler sığ yazılırken düzgün bir karakter mi göreceğim diye sevinip umutlansam da sonuç büyük bir hüsran oldu. Kitapla ilgili en büyük problem esas karakter Celaena. O kadar büyük bir problem ki esas kızı çıkarsak bence kurgu bozulmaz aksine kurtulabilir. Bunun yanında böyle temelsiz bir fantastik kitap görmek de hayal kırıklığı yaşamama sebep oldu. Olayın geçtiği varsayılan dönemden net bir şekilde bahsedilmiyor ama kadim din ve büyü inanışları, şaman ayinlerine benzeyen bazı dini törenler, çok tanrılı bir din hatta tanrıça inançları vs. görülen bir zamandayız. Bilinen ülkeler ve topraklar söz konusu değil. Ortada Adarlan diye bir krallık var. Ama tüm bunlar bana M.Ö izlenimi verirken yazar masada duran saatlerden, bilardo ve satrançtan, rahat yetişen kadın karakterlerden, dük ve lordlardan ne bileyim daha nice aklımda soru işareti bırakan şeyden bahsediyor. Yanılıyorsam lütfen beni aydınlatın ama bunlar için en azından ilahi dinler zamanında olması gerekmiyor mu kitabın? Kafamda delice sorular var anlayacağınız. Bunun yanında Chaol hariç kimsenin karakterinde denge yoktu. Celaena, diktatörleri aratmayan bir kralın yönettiği büyük toprakların gelmiş geçmiş en meşhur suikastçısı. Bakın, bu detaya dikkat edin, kendi hocası bile efsane olan ve her yolla adam öldürebilen korkusuz bir suikastçıdan bahsediyoruz. Bu kız 18 yaşında, tek derdi kıyafetler ve balolar, sürekli ben dünyanın en güzeli ve en iyisiyim, kendimi çok seviyorum modunda gezen kibirli bir şahıs. Herkes onu sevsin ve ilgilensin istiyor vs. vs. Psikolojisini düşünüp yok yahu hak verelim belki de ben çok tepki veriyorumdur diye kendimi avutmak istesem de bir yerden sonra kitaptan nefret etmeye başlamış olabilirim. Celaena nasıl efsane oldu bilen yok. Kimleri öldürdü bilen yok. Böyle kötü bir krallık varken nasıl da masum bir suikastçı oldu anlayan yok. Kızımız lafta efsane. Kimseyi öldürmeyen efsane suikastçı. Zaten esas konu da bundan çok kralın yaverliği için yapılan yarışma. Bu sadece kızımızın mesleği, hayat onu suikastçı olmaya zorladıysa onun ne suçu var? O zaten mükemmel falan filan. Bu yarışma 24 hafta sürüyor ve her hafta yeni bir eleme yapılıyor ama bilin bakalım ne yapılıyor? Bilemezsiniz çünkü yarışmalar aptal bir bilmem ne oyunu, ben zaten iyiyim şeklinde verilip geçiştiriliyor. Bu arada kitap ilahi bakış açısıyla yazılıyor, evet. Gelelim Celaena ile saçmalıkların devamına. Bu kız zehir sınavında kopya çekip neyse birinciliği paylaşırım o kadar da hakkını vermeyecek değilim diye düşünen biri. Haliyle testte bilmediği bir zehir var ama bunu merak bile etmiyor, yazar tabi ileride karşısına çıkarıyor o zehri ama kızımız tın. Çünkü o en iyi arkadaşlar. Ama aynı kız kralı hiç öldürmeye çalışmamış ki adam gizli işler çevirdiği için genelde tek takılıyor ve ondan deli gibi korkuyor. Sebebi? Yok. Hani kızımız en iyiydi? Sus okur bu kadar düşünme, bu roman. Bu fantastik bir kitap. He canım he. Daha ne saçmalıklar deseniz inanın bu yorum Sarai yorumum ile yarışır ama bende takat kalmadı. Aşk kısmı ise Alacakaranlık'tan Bella ve Gece Evi'nden Zoey ile yarışan bir halde. Öyle bir aşk ki beş saniyede gerçekleşip beş saniyede bitti. Sadece fiziksel güzellik üzerine başlayıp sona erdi. Ama kimse bu masum kıza laf etmiyor çünkü bilin bakalım o kim? Bu kız Adarlan'ın en hastalıklı, kibirli, ikiyüzlü, çıkarcı suikastçısı Celaena. Anlayacağınız fantastik edebiyata hakaret olabilir bu kitap. Böyle yüksek bir puan almayı nasıl başardı bilmiyorum. Dili de öyle enfes değil ki zaten anlatacak bir aksiyon yok. Devam kitapları elimde olduğu için okumayı düşünüyorum ileride ama zaten baskısı olmayan bu kitapla vakit kaybetmeyin derim.

Cam ŞatoSarah J. Maas · Dex Yayınları · 20172,946 okunma

·

1 artı 1'leme

·

285 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.