Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

504 syf.
5/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Kitabı bitirdiğimde hissettiğim en yoğun duygu öfkeydi. Gerçekten bir parça delirmiş olabilirim. Spoiler vermeden bu durumu nasıl açıklayabilirim bilmesem de şansımı deneyeceğim. Deliryum, konu itibariyle bana bir parça komik gelse de aslında güzel bir yerden oluşturmuş kurguyu yazar. Aşkın korkunç bir hastalık olarak görüldüğü, Romeo ve Juliet'in ibret hikayesi olarak okutulduğu ve -tabii ki- Amerika'da geçen bir distopya söz konusu. İnsanların beyniyle oynanıp hissizleştirildiği, her şeyden bir haber yaşatıldığı bir yer Portland. Kızımız Lena, 18 yaşına girmek üzere ve resmi olarak ameliyat edilmesine günler var. O da diğer herkes gibi dünyadan bihaber yaşıyor ve heyecanla mekanik hayatının başlamasını bekliyor. Bu kısma kadar kitapla ilgili tek sıkıntım yazarın tercih ettiği üslup oldu. Psikolojik tahlillere neredeyse hiç değinmeyen yazarımız, kahraman anlatıcı boşluklarını betimlemelerle ama en olmadık yerlerde anlatarak kapatıyor. Şunu söyleyebilirim ki en hararetli konuşmada olmanız yazar için önemli değil. Bazı replikler arasında dört sayfa olduğuna bile denk gelmişliğim var. Birisi konuşuyor ve biz dört sayfa boyunca ayakkabıya bulaşan mürekkep, ay ışığının gümüşi parıltısı, tozlu sokaklar, çatlak duvarlar okuyup cevabını bekliyor, kafamızı duvara vurmak istesek de sabrediyoruz falan filan. İnanın yoruyor yazar, abartmıyorum. Ve gümüşi ay ışığı tabirinden nefret ediyorum artık. Son sayfalara doğru gerilim artıyor, devrim için temel oluşturuluyor ama öyle saçma şeyler oluyor ki ben hala sakinleşmiş değilim. En sessiz olunması gereken anda çığlık atan karakter mi dersiniz, hiç kimsenin araba görmediği ıssız bir sokağa, en sessiz olunması gereken anda motorla gelen akıl küpü şahıslar mı dersiniz, kaçmak yerine bize camdan manzara anlatan kahraman anlatıcı mı dersiniz, mükemmel bir askeri teşkilatı olup da asileri görmezden gelen diktatör mü dersiniz varın siz düşünün. Son yüz sayfa sizi saçmalıklarıyla tokatlayıp nevrinizi döndürüyor da diyebiliriz tabii. Sevdiğim tek detay çiftimiz oldu. Gerçekten sevimli bir çift. Ne kızımız bencil ve kimi sevsem acaba, of be tripleri içinde -ki bilirsiniz güncel distopyaların olmazsa olmazı ikilemdir- ne de oğlumuz hiçbir şeyi anlamayan, aşırı saf ve kör biri. Gayet normal, aşık ve fedakarlar. Bir şeyleri düzeltmek isteyen güzel yüreklere sahipler. Sanırım seriyi çoğu kişiye sevdiren de bu. Ama ben kitabı sevip sevmediğime bile karar veremedim. Altını çizdiğim bir yer yok, kurgu güzel ama anlatım içinizi boğuyor, karakterler elbette ergen ve pek de ahım şahım bir kitap değil anlayacağınız. Elimde devamı olan ve okumaya içimin gitmediği bir seriye daha sahibim artık. Ben herhalde güncel kitap konusunda bir bela mıknatısıyım.
Deliryum
DeliryumLauren Oliver · Artemis Yayınları · 2014198 okunma
·
91 görüntüleme
Aycan okurunun profil resmi
Geçenlerde okumaya başlamıştım, sonra sebepsiz bir şekilde bıraktım... Demek sebebi buymuş, yine zamanımı yiyecek bir kitaba başlayacakken ucuz yırtımışım :>>
allthebrightstories okurunun profil resmi
Kesinlikle Allah korumuş. :D 3. Kitaba yaptığım yoruma bakarsanız nasıl bir fiyasko, facia, felaket olduğunu anlatmaya kelimelerin yetmediğini görebilirsiniz. -.-
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.