“Tan ağarırken ölmüştü kız.”
Tomris Uyar tarafından dilimize çevrilen Andrew Jolly’ in “Seni İçime Gömdüm” adlı eserinde; Meksika yerlisi Kabrero’ nun; Kızılderili bir kıza aşık olması sonucunda yaşadığı kasabanın halkı tarafından dışlanması; buna rağmen kızla evlenerek insanlardan uzakta bir dağ kulübesinde birlikte yaşamaya başlamaları ve insanlardan uzak yaşanan iki yılın sonunda eşinin ölmesi üzerine onu kasaba topraklarına gömmeye karar vermesi ile başından geçen olaylar anlatılmaktadır.
Seni İçime Gömdüm, giriş cümlesi ile bile sizi hemen etkisi altına alan kitaplardan. Tomris Uyar’ ın başarılı çevirisi de kitabı sıkılmadan severek okumanızı sağlıyor.
“Yüzünün nasıl bir anlam taşıması gerektiğini kararlaştıramamıştı daha; ama korku ve öfke okunuyordu bu yüzde. Bir de başka bir şey, ne öfkeye ne korkuya benzeyen tanımsız bir şey.”
Seni İçime Gömdüm, büyük bir aşkın yanı sıra Meksika insanının kimlik arayışının öyküsüdür temelde. Ama zaman ve mekanı bir yana bırakıp içinde yalnızlığı duyan her insanın öyküsü olarak da okunabilir… (Arka kapak)
“Şiddetin kol gezdiği bir dünyada aşkınızı nereye gömersiniz?” (Arka kapak)
Seni İçime Gömdüm, okumaktan sıkılmayacağınız, yeniden okumak isteyeceğiniz kitaplardan birisi…
Keyifli okumalar…