Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Resulullah (sav) çanakalede askerleri yalnız bırakmayıp yardım etmesi ;
Yüreklerin dayanılmaz iştiyakla yerinden söküldüğü bir anda aklıma Efendimiz (sav) ile ilgili anlatılan şu hatıra geldi. Osmanlı son dönem alimlerinden olan alasonyalı Cemal öğüt hacca gider o günlerde hacca gitmenin birçok zorluğu olmasına rağmen bütün engelleri aşıp efendimize ulaşır yıl 1928'de yani Çanakkale Zaferi'nin üzerinden Tam 13 yıl geçmiştir Hocaefendi medine-i Münevvere de birçok değerli ve zatla tanışma ve konuşma fırsatı bulur. İşte bu mübarek zatlardan bir de efendimizin türbedarıdır. Allah Resulü'nün komşuluğunu her türlü dünyevi varlığa tercih eden bu Aksakallı, ak yürekli hak dostu aynı zamanda sadık bir osmanlıdır. Osmanlı dostluğu Artık hasrete dönüşmüş ve gözyaşlarına karışmıştır Devleti Aliye der başka bir şey demez ah o devir dediği zaman dilimi resmen sona Ereli 6 yıl olmuştur. Ancak o devir Osmanlı mekke-i Mükerreme ve medine-i Münevvere de hakim değil hizmetçi olmayı Şeref bildiği günlerdir bu gerçeğe rağmen Osmanlı'yı Allah ve Resulü için seven bu zatın tavrı Hoca'nın hoşuna gider birazda şaşırır çünkü onun bu ilgi ve sevgisi başkalarında yoktur ve sormaktan kendini alamaz. Ne için bu derece Osmanlı muhabbeti neden Allah ve Resul'ünün muhabbeti Osmanlı'yı sevmeyi gerektirir bu Piri Fani olmuş Nurlaşmış adam hiç duraksamadan şu cevabı verir Osmanlıyı İslam namına sevmek için bir hatıram bana yeter de artar. Hocaefendi'nin ısrarı üzerine Bu gerçekten tek ve eşsiz hatırayı şöyle Açıklar 1915 yılı haccına Hindistan ulemasından bir zatla gelmiştir. bu zat hem alim hem de Deruni Dünyası zengin bir Allah dostu idi. Hacdan evvel Resulullah'ın ziyaret için Medine'yi münevvere'ye gelmişti kendisiyle tanıştık uzun sohbetler ettik fakat bir türlü gözünün yaşı gönlünün kederi geçmiyordu bu hüznün günlerce geçmediğini görünce Sebebini sordum Burası cennet bahçesi Resulullah'ın mescidi, mekanı, Makamı neden bu ziyaret sizi Sevindirmiyor yoksa gözünüzden akan sevinç gözyaşları mı? O mübarek zat da gözyaşları daha da çoğalarak şu cevabı verdi Keşke Gözyaşlarım Gönlümün sevinçlerini yansıtmış olsaydı, Maalesef öyle değil. Bana bunca yıl Sonra o güzeller güzelini ziyaret nasip oldu. yanında yakında Özlem giderecektim. fakat müşahede ettim ki Rasulullah makamında değil. Acaba gerçekten müşahade Doğru mu? Öyleyse Resullah niçin burada değil yoksa benim kalp gözüm mü körelmiş. Resulullah'ın varlığını neden hissedemiyorum hangi makam, hangi günahım onunla olmaya onunla dolmaya engel. işte Medine'yi münevvere'ye Geldim Geleli bu düşüncelerle Perişanım. Yaşlı türbedar bu ifadelerden sonra ne diyeceğini bilemez. ama Onun da kafası karışır Çünkü bu mübarek zatın duygu ve düşüncelerinde samimiyeti gayet açıktır. çok uzak mesafelerden manevi ve Ruhani bağlantı kurduğu güzeller güzelini yanı başındayken görememek, duyamamak, hissedememek nedendir. O gece yarısı yaşlı türbedar bu etkileyici düşüncelerle yatağına uzanıp sabah namazına doğru rüyasında Güzeller güzelini görür Tabii ki çok sevinir heyecanlanır ve Hindistanlı alimin anlattıklarını hatırlar Ancak o konuda bir şey sormayı edebe aykırı bulur soramaz fakat Allah'ın Resulü onu merakta bırakmaz Ve buyurur. "Evet hissedilen Doğrudur ben şimdi medine-i Münevvere de değilim çanakkale'deyim çok zor durumda olan asker evlatlarıma yalnız bırakmaya gönlüm razı olmadı şimdi onlara yardım ediyorum."
·
128 görüntüleme
Zez yaa okurunun profil resmi
Kesinlikle okumaya değer bir alıntı...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.