arkadaş: Sömürgeleştirilmiş olan insanın çıkmazı: onun ne bilinci kendi içsel dürtülerinden ve bilinçaltından ürer, ne de onun ontolojisi yaşadığı yerde kendini evinde/yurdunda hisseder; sömürgeleştirilmiş olan ne kendi deneyimlerinin sürekliliğini yaşar ne de bir ada sahip olur. O sadece nitelendirilen eksik bir insandır. Çünkü o gücünü kendinden değil sömürgeciden almaya çalışan bir parazittir, kendi kimliğine, kişiliğine, içgörüsüne yerleşmemiş egosuyla yaşadığı yerde de yabancı durumuna düşürülmüş birisidir. Onun bilincini, olduğu yerdeki konumunu, sosyalleşmesinin boyutunu belirleyen sömürgecinin varlığıdır. Ki bu varlık, sömürgeleştirilenin kendi insani deneyimlerinden, yaşadığı yerdeki kökensel bilinçaltından ve kendi içsel dinamiklerinden bir kimse olma sürecini engelleyen şiddetin kendisidir.

Sömürgeleştirilmiş olan insanın çıkmazı: onun ne bilinci kendi içsel dürtülerinden ve bilinçaltından ürer, ne de onun ontolojisi yaşadığı yerde kendini evinde/yurdunda hisseder; sömürgeleştirilmiş olan ne kendi deneyimlerinin sürekliliğini yaşar ne de bir ada sahip olur. O sadece nitelendirilen eksik bir insandır. Çünkü o gücünü kendinden değil sömürgeciden almaya çalışan bir parazittir, kendi kimliğine, kişiliğine, içgörüsüne yerleşmemiş egosuyla yaşadığı yerde de yabancı durumuna düşürülmüş birisidir. Onun bilincini, olduğu yerdeki konumunu, sosyalleşmesinin boyutunu belirleyen sömürgecinin varlığıdır. Ki bu varlık, sömürgeleştirilenin kendi insani deneyimlerinden, yaşadığı yerdeki kökensel bilinçaltından ve kendi içsel dinamiklerinden bir kimse olma sürecini engelleyen şiddetin kendisidir.

Sayfa 22 - Perî Yayınları, Birinci baskı, Temmuz 2010Kitabı okudu

Sömürge İnsan Hüseyin Karataş

87 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

arkadaş