Şurası apaçık bir gerçektir: İman aklın karşıtı değildir; iman, aklın kritik anıdır. Aklın postulatlarının bilincine vardığı andır. Postulatlarını ve amaçlarını yeniden tartışma konusu yapabildiği andır. İman, her tür sınırlı amacın eleştirici bir sınamadan geçirilmesidir. O, inkârın inkârıdır da. İnsanın sınırları olduğunun inkârı.