Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Kahvenin Tarihçesi
Onaltıncı yüzyılda kahve, Doğu şehirlerinde ticaret yapan Italyan ve Venedikli tüccarların sayesinde ilk önce Italya'ya gelmiştir. Kahveyi Avrupa'ya tanıtan ilk kahvehane Italyada 1645 yılında açılmıştır. İlerleyen yıllarda Osmanlı aracılığıyla da Avrupa ülkelerine yayılan kahve, seyyahların seyahatnamelerinde Doğunun içeceği diye tanıtılmıştır. Hatta kahve 1600 yılında VIII. Papa Clement tarafından 'Müslüman içeceği' diye adlandırılarak Avrupa'da yasaklanmıştır. Bu, iki asır sonra Montagu'nun Avrupa'ya taşıyacağı çiçek aşısını da aynı mantıkla 'Müslüman ilacı' diye reddeden bakış açısının habercisi gibidir. İngilizcede kahve kelimesi 'chaoua' şeklinde ilk olarak 1598 yılında ortaya çıkar. İngiltere'de ilk kahvehane 1652'de Corhnhill'de Pasqua Rossie isimli bir Yunanlı tarafından açılmıştır. Söylentiye göre, bir İngiliz tüccarının eskiden hizmetinde bulunan bu Yunanlı, İzmir'den beraberinde kahve getirir. Haberi alan arkadaşları ve misafirleri bu yeni içeceği tatmak için tüccarın evine hücum ederler. Bu durumdan rahatsız olan İngiliz tüccar ise hizmetkârına kahveyi halka daha rahat sunabilecekleri bir kahve dükkânı açar. İngiltere'de onyedinci yüzyıl sonlarında kahvehane sayısında oldukça büyük bir artış gözlenir. 1683 yılında Viyana kuşatmasında mağlup olan Türklerin beraberlerinde getirdikleri kahve stoklarını ele geçiren Avusturya askerleri kahveyi Viyana'ya tanıtmışlardır. 1658'lere gelindiğinde ise kahve tüccarlar ve seyyahlar vasıtasıyla Fransa'da bilinmeye başlanır. Francis Thurber'in kahvenin tarihini anlattığı kitabında belirttiğine göre Fransiz seyyahı Thevenot Doğu ziyaretlerinden dönüşünde akşam yemeğinden sonra misafirlerine krallara layık şekilde kahve ikramında bulunduğu söylenir. Kahvenin Fransızlar arasında ün kazanması 1669 yılında IV. Mehmet'in emriyle XIV. Louise Süleyman Paşa'nın başkanlığındaki bir elçi heyetini göndermesiyle hız kazanır. 1669 yılında Osmanlı Sultanı IV. Mehmet, Fransa Kralı XIV. Louise işlemeli ibrikler içinde kahve, gülsuyu ve lokum göndermiştir. Bunun ardından Fransada yaygınlaşmaya başlayan kahve, sokaklarda Türk kıyafetleri içinde dolaşan seyyar satıcılar tarafından satılmaya başlanmıştır. Francis Thurber 1884 yılında dokuzuncu baskısını yapan kahvenin tarihini anlattığı kitabında bu kahvenin onyedinci yüzyıl sonlarında Fransada meşhur olmasının şöyle anlatır: Süleyman Ağa, elçi heyeti başkanı olarak, başkentte altı ay geçirdi ve bu süre boyunca zekâsı ve centilmenliği gibi bazı özellikleriyle Parislilerle arkadaşlıklar kurdu. Genelde kadınların başı çektiği zengin zümreden çok sayıda Parisli, paşayı evinde ziyaret etmeye meraklıydı. Gösterilen misafirperverlik Parislilerde ziyaretlerini yenileme isteği uyandırırken henüz paşanın evinde misafir olamayanlar da sıranın kendi lerine gelmesini bekliyordu. Süleyman Ağa kahveyi misafirlerine kendi ülkesindeki adetlere göre servis ettiriyordu; çünkü moda Türklerde bu içeceğin içilmesi âdetini başlattıysa, kibarlık da misafirlere sunulmasını gerektirir. Misafirlerden de nezaketen sunulan kahveyi geri çevirmemeleri beklenir. Francis Thurber kahve sunumundaki zarafetten ve incelikten biraz da Osmanlının o zamanki güçlü ve saygı uyandıran konumuna dem vurarak bahseder. Belirttiğine göre de ilk kahvehane Fransa'da bu olaydan sonra 1671 yılında Marsilya'da açılır.
··
887 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.