Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

759 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
#suçveceza suçlu psikolojisini irdeleyen, asıl cezanın kişinin vicdanında (varsa) yaşandığını anlatan bir kitap. Romanın baş kahramanı Raskolnikov, en meşhur roman karakterlerinden. O kadar gerçekçi yazılmış ki okurken “Dostoyevski’nin kendisi de böyle bir deneyim yaşamış olabilir mi” diye düşünmekten kendimizi alamıyoruz. Gerçekçilik akımının etkisinde yazan yazarların; romanlarında anlattıkları olay yerlerinde, olay kişileri gibi yaşadığını öğrenince bu şüphe kendiliğinden de oluşuyor zaten. Keyifle ve heyecanla okunacak harika bir eser. ”Kendine ait bir yalan, başkalarına ait gerçekleri tekrarlamaktan belki de daha iyidir. Birincisinde sen bir insansın, ikincisinde papağan!” “Hastalık mı suçu doğuruyordu, yoksa suç mu kendi yapısına uygun, hastalığa benzer bir şeyleri geliştiriyordu?” Altın Kitaplar Yayınevinin önsözünde, Tolstoy Dostoyevski eserleri ile ilgili görüşlerini şu sözlerle anlatmış: “Dostoyevski’nin roman kişileri, yapmak zorunda oldukları şeylerin büsbütün tersini yaparlar… Öyle ki bu çok zaman bayağı bir hal alır: Eseri okurken, kişilerinin, beklediğiniz şeyi, yapmaları gereken şeyi yapmayacaklarını önceden bilirsiniz!.. Bu şaşılacak kadar sanattan yoksunluk gösterir. Sonra, onun bütün kişileri hep bir dille konuşur.” Dostoyevski’nin sürgün öncesi eserleri konuları her ne kadar birbirinden farklı olsa da hep aynı tonda çalan bir şarkı gibi bir süre sonra sıkıcı bir hal alıyor ve artık okuma isteğiniz kalmıyor. Sürgün öncesi eserlerinden İnsancıklar, Öteki, Ev Sahibesi, Beyaz Geceler, Netoçka Nezvanova eserlerini sırasıyla okudum ve üzgünüm ama hep vakit kaybı gibi geldi. Sürgün sonrasında ilk yazdığı eser olan ve eğlenceli bir kitap olduğu söylenen Amcanın Rüyası’ndaki olaylar bana komediden o kadar uzak geldi ki yarım bıraktım (Belki çevirisinden kaynaklı bir şansızlık yaşamış olabilirim bilemiyorum. Can Yayınları ve İletişim’den okuyan herkes eğlenceli buldu). Tam bir yıl Dostoyevski okumak içimden gelmedi. Çok övgü almadığını bildiğim Stepançikovo Köyü, Ezilenler ve Ölüler Evinden Anılar adındaki üç eserini atladım. Yeraltından Notlar’ı okuyup çok beğenmiştim. Suç ve Ceza’yı aslında ortaokulda okul kitaplığından (Muhtemelen gençlik baskısıdır) almıştım, babam “O kitap sana ağır gelir, okuyamazsın” demesiyle hırs yaptım ve okudum bitti. İlk okuduğum klasiği çok sevince özellikle “bana ağır gelecek” klasikleri okumaya devam ettim ve kendimce babama kendimi ispatlamış oldum. Aslında kronolojik olarak Dostoyevski eserleri okuduğumuz -her ne kadar sürgün sonrası eserlere gelince, çoğunluğumuz Dostoyevski okuyamama hezeyanına uğrayıp dağılmış olsak da- @buketinkitapları tarafından oluşturulan güzel bir grubumuz var. Ben gruptan geride kaldığım için,
özüm okur
özüm okur
ve
kahveninhatiri
kahveninhatiri
‘nın okumasına dahil oldum. Hepimiz farklı bir yayınevinden okuyunca, her sayfa üzerinden değil ama sadece kafamızın karıştığı, anlamakta zorlandığımız sayfalar üzerinden biraz çevirmen kıyaslaması da yaptık (Sadece #SabriGürses ve #MazlumBeyhan arasında). Sonuç olarak, özellikle Suç ve Ceza’yı daha anlaşılır ve daha akıcı bir dil kullanılmış olması nedeniyle; İş Bankası Mazlum Beyhan çevirisinden okumanızı tavsiye ediyoruz. Ancak, çevirmenlerin başarısının kitaptan kitaba değiştiğini ve bu önerinin sadece bu kitap için geçerli olduğunu unutmayalım. Yordam Edebiyat’tan çıkan Hasan Ali Ediz çevirisi de çok tavsiye ediliyor ama o çeviriyi okuyan grubumuzda yoktu. Bu yüzden o kitapla ilgili yorum yapamadık.
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 2018159,4bin okunma
·
359 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.