Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

188 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
“İleride Öteki Ben’den benim başyapıtım olarak bahsedecekler”
İnsancıklar isimli ilk romanını bitiren Dostoyevski, 4 Mayıs 1845 tarihli mektubunda ağabeyine şunları yazıyordu: “Eğer ilk roman oturursa, kafamda edebiyat dünyasındaki yerimi sağlamlaştıracak birçok yeni düşünce var.” İşte bu düşüncelerden birinin de, Öteki adlı romanından bahsediyordu. O zamanın ünlü eleştirmeni Belinski; Dostoyevski nin ilk yazdığı kitaba övgüler dizmiş sanat camiasında bir sürü insanla tanıştırmiş fakat gel gelelim ikinci romanına çok ağır eleştiriler yaparak yerden yere vuracaktı.İnsancıklar kitabıyla kendisine metiyeler düzen Belinski, ömrünün yettiğince en büyük eleştiricisi ve düşmanı olur. Hatta Belinski'ye bağlılığı nedeniyle bu ağır eleştiriler sonucu, epilepsi rahatsızlığının ilk nöbetlerini geçirdiği söylenir Dostoyevski'nin. Dostoyevski, 1 Nisan 1846 tarihli mektubunda bu konuda ağabeyine şunları yazıyordu: “Bana en çok sıkıntı veren şey de, bizimkilerin, Belinski ve diğerlerinin, Golyadkin yüzünden benden hoşnut olmayışları. İlk tepkileri, hesapsız bir hayranlık olmuştu, coşkuyla konuşup, tartıştılar. İkinci tepkileri ise eleştiri oldu; sanki anlaşmışlar gibi, hem bizimkiler hem de okurlar, Golyadkin’in okunamayacak kadar sıkıcı, uyuşuk ve uzun olduğunu düşünüyorlar. Ama hepsinden komik olan, herkesin, bir yandan bu uzunluk için bana kızarken, bir yandan da öyküyü harıl harıl ve defalarca okuyor olmaları (…) Bana gelince, bir an için umutsuzluğa bile kapıldım (…) Beklentileri boşa çıkardığım ve büyük bir iş olabilecek bir eseri mahvettiğim düşüncesi beni öldürüyordu. Golyadkin’den soğudum. Birçok yeri aceleye geldi öykünün, yorgunluk halinde yazıldı. İlk yarısı, ikinci yarıdan daha iyi oldu. Öyküde, son derece parlak sayfaların yanı sıra işe yaramaz, berbat yerler var; insanın içi bulanıyor, okumak istemiyor. İşte bu yüzden bir süre cehennemde gibi yaşadım, çektiğim acıdan dolayı hastalandım.” Evet Dostoyevski büyük hayal kırıklığı yaşamasına sebep olan bu romandan yine vazgeçmeyecek ve bu kadar ağır eleştiriler alıp bazılarının da beğenmesi onun aklını allak bullak edecekti. "Golyadkin hakkında gizliden (ve birçok kişiden) öyle söylentiler duyuyorum ki, kâbus doğrusu. Bazıları, bu eserin tam bir mucize olduğunu ve anlaşılmadığını söylüyor. Öykünün gelecekte çok önemli bir rol oynayacağını söyleyenler var. Eğer hayatım boyunca yalnızca Golyadkin’i yazmış olsaymışım bile yetermiş bana, hatta birçokları için Dumas’dan bile ilgi çekiciymiş bu kitap.”  Dostoyevski eleştiriler üzerine zamanla kitap üzerinde tekrar düzenleme yapmak zorunda kalmıştı. Belinski ve diğer eleştirmenlerin tavsiyelerine uyan Dostoyevski öyküyü, okuyucunun kavrayışını zorlaştıran çok sayıda metni atmıştı. Kitap gerçekten iyi mıydı kötümuydu işte onu aslında zaman gösterecekti. Ve bunu Dostoyevski şu sözlerle zaten kendisi de dile getirmişti ve haklıydı; "Onlar (eleştirmenler) sonunda Öteki’nin gerçekten ne olduğunu görecekler! Birinci sınıf bir fikri, ilk benim keşfettiğim ve benim bildirdiğim, toplumsal önemi bakımından gerçekten muhteşem bir tipi niçin bırakacakmışım ki?”  Kitabın ortaya çıkışı ve çıktıktan sonra ki gelen tepkileri böyleydi. Kitap ile ilgili bir sürü araştırma yapmama rağmen siz değerli okuyuculari sıkmamak adına biraz daha kısa keseceğim. Bir kitap okuyorsanız kitabın oluşumunu veya tarihsel sürecini, dönemin Sosyo ekonomik durumunu ve çağımızda ki kitaba bakış açısını okuyup incelerseniz bir kitabın size vereceği katkıyi en maksimum seviyeye çıkaracağıniza inanan biri olarak sizin de böyle yapmanız nacizane tavsiyemdir. Kitap içeriğine geçerken bir alıntı ile başlamak istiyorum. [“İstediğim şey huzur, gürültü patırtı değil” diye devam etti Bay Golatkin, “Öteki insanlarla beraberken nasıl yaltaklanıp, yerlere kadar selam verilir bilmeniz gerekir…Bu toplumda sizden beklenen bir harekettir. Sözcük oyunları ve güzel iltifatlar yapmak zorunda kalırsınız, sizden bunları beklerler. Ama ben bunları beceremem doktor. Bu kurnazlıkları hiç öğrenemedim, öğrenecek zamanım olmadı. Ben basit ve sade bir adamım. Benim gösterişim yoktur. Bu durumda pes ederim yani kendimi bırakırım…DoktorRutenspitz, benim sizden saklayacak bir şeyim yok. Ben küçük bir adamım, bunu siz de biliyorsunuz amaküçük bir adam olmaktan utanmıyorum. Tam tersine doktor, açık konuşmak gerekirse ben küçük bir adam olmaktan gurur duyuyorum. Entrikacı olmamak bir başka gurur duyduğum özelliğim. Sinsiliğim yoktur, her şeyi gizlemeden açık açık yaparım. Oysa kötülük yapmayı da becerebilirim…Ama bu tür şeylerle kendime leke sürdürmem.”]. 1846 “Öteki*” F.M.Dostoyevski Kime ve neye göre davranacağımız sorusunun pek çok kişi için cevabı çok basit olabilir; “Kendimize göre”. İdeal olup dilimize dolanan bu cevaba karşın, çoğu kişi için pratikteki cevap topluma uygun olana göre davranmadır. Bunun dışında kalanlar zaten Bay Golyadkin gibi bazı bedelleri göze alırlar. Bir diğer soru insan zihni ve ruhu kendi ölçülerinde mantıksızlığa ne kadar direnebilir? Mantıksızlığa direnenler ve mantıksızlığa alışanlar mı vardır? Birey olma yönündeki en büyük engel, büyürken görmezden gelmeye başladığımız mantıksızlıkların sayısında giderek bir artış olmasıdır. Bir diğer deyişle bir yandan toplumsal bir birey olmaya çalışırken görmezden geldiğimiz mantıksızlıkların düzeyi ne kadar kendimiz olabildiğimizi ya da olabilemediğimizi de açıklar aslında.  Toplumdaki diğer insanlara ayak uydurmaya çalışan Golyadkin adlı kahramanımız bunda pekte başarılı olamaz kendi dışına ne kadar cikmaya karşı gelip halinden memnun olduğunu dile getirse de onda içten içe kendi benliğine karşı bir nefret oluşur fakat bunu ne doktoruna ne de kendine itiraf edemez. Goladkin sürekli çelişir kendisiyle, dosdoğru bir insan olduğunu, oyunlar, entrikalar çevirmeyi bilmediğini gururla savunurken içten içe bir takım oyunlar yapabilmeyi diler. Zamanla tamamen toplumdan dışlanan Golyadkin artık hiç birşey istediği gibi gitmeyecekti. Bir sabah görev yaptığı devlet dairesine giden Golyadkin, karşı masasında kendisine tıpatıp benzeyen bir memur görür ve bu noktadan sonra hayatı değişir. Görüntüsü gibi adı, soyadı, doğduğu şehir de aynı olan Öteki Golyadkin aslında asıl Golyadkin’in kafasında oluşturduğu bir karakterdir. Toplum yapısının Golyadkin’den beklediği değişimi karşılayamayan kahraman kafasında bu toplum normlarına uyan bir öteki oluşturmuştur. Kitap bende çok farklı izlenimler bıraktı etkisinde kaldığım nadir kitaplardandi. Psikolojinin babası kabul edilen Freud' un sonraki yıllarda dikkatini çekecek bu eser bence o zaman için yazılmış en iyi kitaplardan ve Dostoyevski nin çağının çok ilerisinde bir yazar olduğunu fark edeceksiniz.
Öteki
ÖtekiFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201921,9bin okunma
··
5,6bin görüntüleme
İngilicceci okurunun profil resmi
Emeğinize sağlık, incelemeniz kıymetli bilgilerle dolu. 👏
GöKhAn✓ okurunun profil resmi
Tşk ederim güzel düşünceleriniz için. 😊🙏
Beyza okurunun profil resmi
Bu kitap hakkındaki mektuplara ve diğer bilgilere nereden ulaştınız ve ulaşabiliriz?
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.