Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Allah korkusu, kişinin yedi uzvunda kendini aşikâr ederdi. İlk yer dildi. Allah’tan korkanın dili muhkem olurdu. Sustum... Dil konuşunca kalp itiraz ederdi. Şeytan dil ile insanda hükmederdi. Dil nefsin anahtarı, şeytanın sözcüsüydü. Terk-i kelam nefse en ağır gelen haldi. Kelam oruca durunca nefsin sesi soluğu kesilirdi. Dil susunca diğer duygular, vicdan kelama dururdu. Nefis sükût ile ezilir, terbiye olurdu. Sükûtun olduğu yerde melek olurdu; dil kelama durunca melek gider, şeytan orada zuhur ederdi. Sustum... Tevhid-i hale erenler terk-i kelam ederlerdi. Teslim ve tevekkül sırrına erenler dili de sahibine teslim edip O’nun konuşmasına tevekkül ederlerdi. Sustum... Bir şey dile düşünce hikmet yanı perdeye dururdu. Dil susunca hikmet kalbe dökülür, ism-i Hakîm kelama dururdu. Rabbimiz bizimle hadise diliyle konuşurdu. O konuşurken konuşmak su-i edepti. Sustum... Sebep dairesinden itikat dairesine geçenlerin Allah; gören gözleri, tutan elleri, konuşan dilleri olurdu. O konuşurken konuşmak abesle iştigal olurdu. Sustum... Ruhun derece-i hayatına çıkanlar bütün uzuvları ile duyar, bütün uzuvları ile görür, bütün uzuvları ile konuşurlardı. Sükût, tevhit hakikatinin kemal bulmasıydı. Tevhidin en üst makamı hamd makamıydı. Hamd makamına gelende sükût hâsıl olurdu. Hamd makamı insana verilen her duygunun O’nun yolunda kullanılmasıydı. Her duygu O’nun yolunda kullanılınca Allah her duyguyu da razı ederdi. Rıza makamına gelen her duygudan itiraz giderdi. Sustum... Halk aşılmadan Hakk’a ulaşılmazdı. Halkla konuşan Hakk’la konuşamazdı. Sustum...
·
39 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.