"Mecburum" diyor Ferdinand. Gitmek istemese de mecbur olan Ferdinand, savaş için askere çağırılmaktadır. Ama eşiyle başka bir ülkeye, başka koşullar altında yerleşmiştir. Her gün korkuyla uyanır ve ona gelen bir mektubu okur. Mektupta vatana karşı sorumlu olduğu, bu nedenden ötürü üzerine düşen vazifeyi yerine getirmesi gerektiği yazar. Ferdinand, yerleştiği ülkede ressamlığına devam etmek isterken bu huzursuzca ortaya çıkan mektup eşiyle aralarını az da olsa açar. Çünkü Paula onun askere gitmesini, emir altında ölmesini hiçbir şekilde istemez. Ama Ferdinand kendini mecbur hisseder, böylelikle mektubu nihayetinde alır ve konsolosluğun yolunu tutar.
Stefan Zweig'in bir harika eseri daha, okunması yormayan, konuların bütün halde ele alınışı okuyucuyu sürüklüyor. Sonunu pek beklediğim gibi bağdaştıramasam da yine harika bir şekilde kaleme alınmış Mecburiyet'i okumanızı tavsiye ederim, seveceksiniz.