Gönderi

Şeyhulislâm Ebû'l-Abbâs Ahmed İbn Teymiyye (vefâtı: 726 hicrî) şöyle der: 1- «İnsan, üzerinde icmâ bulunan bir harâmı helâl veya üzerinde icmâ bulunan bir helâli harâm kılar ya da üzerinde icmâ bulunan bir şerîatı tebdîl ederse (değiştirirse) fukahânın ittifâkıyla kâfir ve mürteddir. İki görüşten birine göre şu buyruk bunun benzeri bir konuda nâzil olmuştur: "Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir." Yani o, Allah'ın indirdiklerinden başkasıyla hükmetmeyi istihlâl eden/helâl sayandır.» Mecmûu'l-Fetâvâ (3/267) 2- «Şöyle ki: Kişi müslüman olur ve onda dînden çıkarmayan küfür bulunabilir. Bilakis küfrün altında küfür vardır. Nitekim İbn Abbâs ve ashâbı: "Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir." buyruğu hakkında: Bu küfür dînden çıkarmayan küfürdür, (asıl) küfrün altında bir küfür, (asıl) fıskın altında bir fısk ve (asıl) zulmün altında bir zulüm vardır.» Mecmûu'l-Fetâvâ (7/350) 3- «Selef'in: "İnsanda îmân ve nifak (birlikte) bulunabilir" aynı şekilde "İnsanda îmân ve küfür (birlikte) bulunabilir" sözlerindeki küfür, dînden çıkaran küfür değildir. İbn Abbâs ve ashâbının Yüce Allah'ın: "Allah'ın indirdikleri ile hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir." buyruğu hakkındaki sözlerinde olduğu gibi… Bu âyet hakkında şöyle demişlerdir: Dînden çıkarmayan küfür ile kâfir oldular. Bu konuda Ahmed b.Hanbel ve onun dışındaki sünnet imâmları da onlara tâbi olmuşlardır.» Mecmûu'l-Fetâvâ (7/312) 4- Şeyhulislâm Allah'ın indirdikleri ile hükmetmemeyi, hakkında had cezâsı bulunmayan ve keffâreti de olmayan günahlar arasında zikrederek şöyle der: «Hakkında had cezâsı ve keffâret bulunmayan günahlara gelince; meselâ (şehvet ile) bir çocuğu öpenin, yabancı kadını öpenin ya da cimâ' olmaksızın dokunup okşayanın, helâl olmayan kan ya da leş yinenin, insanlara zinâ dışında iftirâ atanın, çok az da olsa koruma altında olmayan malı çalanın, Beytu'l-Mâl veya vakıfların malları ya da yetîm malı üzerinde sorumlu olup da bu konuda hâinlik yaptıkları zaman emânete hıyânet edenin, vekîl ya da ortak olup da hıyânet edenin, yiyecekler, elbise ve benzeri şeylerin satış muamelesinde aldatma yapanın, terazi ve tartı ile oynayanın, yalancı şâhidlik yapanın, hükmünde rüşvet alanın veya Allah'ın indirdiklerinden başkasıyla hükmedenin…. ve bunlardan başka çeşitli harâmlar işleyenlerin (durumu budur.)» Mecmûu'l-Fetâvâ (28/343)
Sayfa 343
·
71 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.