Öğretim Birliği Yasasının 4.
maddesine göre, gereksinme duyulan din görevlilerini yetiştirmekti;
bugün ne yazık ki, bu hedefin çok ötesine aşmış bulunmaktadır. Asıl
amaç, imam-hatip çıkışlı üst düzey kadroları yetiştirerek kaleyi
içerden fethetmektir. Böylece günümüzde din eğitimi veren meslek
okulları amacından saptırılmış, tıpkı 1924 yılı öncesi olduğu gibi,
çağdaş laik okula koşut bir eğitim veren, ikinci kanal din okulları
olmuşlardır. İşte bu nedenle kimi çevreler ne idüğü belirsiz "adil
düzene" geçişin "kanlı mı, kansız mı" olacağı, "karases"in yurtdışında
kurduğunu savladığı "şeriat devleti" yoluyla, hatta orası bile çok
uzak olduğundan sınır komşumuz bir ülkeden ülkemize şeriat
düzenini ithal etme çabası içinde bulunmaktadırlar.
İşte bu durum ve koşullarda Atatürk'ün Türk Gençliğine emanet
ettiği Cumhuriyeti korumak ve yüceltmek için tek kurtuluş yolu;
Atatürk devrim ve ilkelerine, Atatürkçülüğe, sımsıkı sarılmak, ona
sahip çıkmaktır. Bu da, ancak çağdaş, bilimsel, laik bir eğitimle olur.