Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

30 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Buğlem ve Kibritçi Kız Küçük çocuk, o gün yine neşeli ve mutlu şekilde annesi ve babasıyla sabah kahvaltısını yapıyordu. Henüz altı yaşında olmasına rağmen ailesi tarafından birçok şeyle tanıştırılmıştı. Ailesi çocukları üzerinde duruyor, bir dediğini iki etmiyordu. Kızlarını daha okula başlamadan şehrin en güzel kreşlerine göndermişlerdi. Okula başlama yaşı geldiğinde ise uzun soluklu bir süreç oldu. Anne ve baba aylarca şehrin en güzide okullarını araştırdılar. En son şehrin en pahalı ve en güzide okuluna kaydı yapıldı. Okula gittiği kıyafetler türünün en kaliteli kumaşlarından yapılıyor, araştırılıp en sağlıklı yiyecekler ile besleniyordu. Buğlem’in ailesinin diğer zengin ebeveyneler bir artısı daha vardı. Çocuklarına paranın alabileceği değerlerin yanında paranın satın alamayacağı değerlerde öğretilmeye çalışılıyordu. Günümüzdeki ailelerin en büyük eksiği olan evladına zaman ayırma konusunda da baya başarılı sayılılardı. Çünkü anne ve baba işten arta kala zamanlarını kızlarına ayırmakla kalmıyor. İşlerini kızlarına zaman ayırmak için aksatıyorlardı. Buğlem’in her şeyi dört dörtlüktü. Her şey çok mutlu ve huzurlu gidiyordu. Pazar günü yapılan kahvaltıdan sonra Buğlem babasının yanına gitti: - Baba, bugün hava çok güzel. Lütfen hep beraber parka gidelim. Babası düşünmedi bile. Kızı ondan bir şey istediğin anda hemen yerine getirmeyi kendine alışkanlık haline getirmişti. - Tamam kızım, annene söyle hemen hazırlansın çıkalım. Buğlem heyecan ve sevinç içinde koşarak annesine haber verdi. Anne, baba ve Buğlem hep birlikte hazırlanıp parkta piknik yapmaya gittiler. O zamanların en güzel ve şık tarzda tasarlanmış arabalarına bindiler. Yolda sevinç ve neşe içinde ilerliyorlardı. Şehrin en işlek caddelerin birinde kırmızı ışıkta durdular. Arabaya doğru küçük bir kız çocuğu geldi. Küçük kız çocuğu; Buğlem’in yaşlarında, esmer olan yüzü kirden daha esmerleşmiş, kulakları soğuktan kıpkırmızı hale gelmiş, burnundan hafif su damlayan, yüzü gözü kir içindeydi. Soğuktan titreyen elleriyle elindeki siyah poşetinden bir mendil çıkarıp arabanın şoför koltuğunda oturan kişiye uzattı. O esnada Buğlem iyice yüzünü buruşturdu. Kıza bakarak içinden: “ Ne kadar da kirli ve pasaklı bir kız.” diye geçirdi. Babası camı indirdi, kızdan mendili aldı, cebinden çıkardığı elli lirayı kıza uzattı. Çingene kızı parayı aldığı gibi şok oldu. Beyni bunun doğru olabileceğini kabullenemedi. Adam kıza baktı baktı. Kızın yüzünde sevinçten güller açıyordu. Daha önce hiçbir insanı bu kadar sevindirdiğini hatırlamıyordu. Çingene kızı ise bu kadar yüksek miktarda bir para aldığı için değil, bu soğuk havada eve erken gidecek ve aç olan annesine yemek parası getirebilecek diye seviniyordu. Yeşil ışık yandı araba yavaş yavaş ilerlemeye başladı. Camı kapatan baba eşine dönerek: “Gördün mü gariban kız ne kadar sevindi.” dedi. Anne de kızın sevincine ortak olmuş onun da yüzünde güller açıyordu. Kocasının omuzunu sıvadı. “İyi ki camı indirip parayı verdin.” dedi. Karı ve koca bu mutlu anın sefasını sürerken bu mutlulukların meyvesi olan Buğlem babasına seslendi: “Baba o mendili niye aldın? O kızdan arabamıza pislik bulaşacak. Iyyyy midem bulandı o kızdan.” dedi. Anne ve baba dona kaldılar. Yıllardır özenle büyüttükleri Buğlem’ den böyle bir söz duymayı asla ve asla beklemiyorlardı. Babasının beyni zonkluyordu. Sanki arabada nefes alamaz duruma geldi. Arabayı kenara çekti camı açtı. Dışarıdan gelen temiz hava ile biraz ferahladı. Sonra kızına dönüp ne dediğini tekrar sordu. Buğlem az önce söylediklerinin üzerine daha da ekleyip konuştu. Babası ile annesi Buğlem’e durumu anlatmaya çalıştılar fakat bir türlü muvaffak olamadılar. En iyisi üstüne gitmemek diye düşündüler. Fakat bu sorunu mutlaka aşmaları gerekiyordu. Çünkü özenle büyüttükleri yavruları insanları küçümseyen ve kibirli biri olarak karşılarına çıkmıştı. Uzun bir süre düşündükten sonra okuldaki öğretmenlerine danışmaya karar verdiler. Öğretmen meseleyi iyice dinleyip analiz ettikten sonra elini kitaplığa uzatıp “Kibritçi Kız” kitabını alıp, anneye uzattı. “Bu kitabı ailecek okuyup birlikte değerlendirme yapmanızı istiyorum.” dedi. Anne ve baba durumu pek anlayamadılar. Hocadan Buğlem’i karşılarına alıp konuşmasını ona nasihat vermesini bekliyorlardı. Hoca bunu yapmamış onlara bir kitap vermişti. Bu şaşkınlık içinde baba tekrar içeri girip hocaya durumu tekrar sordu: “Hocam biz sizden nasihat vermenizi bekliyorduk ama siz kitap verdiniz.” dedi. Hoca: “Ben nasihat verme yerine Buğlem’e bir arkadaş verdim. Bence biran önce gidip Buğlem’i arkadaşı ile tanıştırın” dedi. O akşam evde hep beraber “Kibritçi Kız” masalı okundu. Kibritçi Kız da tıpkı yolda gördükleri çingene kızı gibi soğuk havada satıcılık yapıyordu. Mendil yerine kibrit satıyordu. Soğuktan baya üşümeye başlayınca kibritleri yakıp ısınmaya çalışmış fakat kibritler onu ısıtamamış ve Kibritçi Kız soğuktan donarak ölmüştü. Masal bitmişti… Buğlem, gözleri dolu bir şekilde: “Baba Kibritçi kız öldü mü?” diye ağlamaya başladı. Ağladı ağladı. Daha sonra annesine döndü: “Anne, demek ki baba geçen gün yolda karşımıza çıkan mendil satan kıza para vermese oda soğuktan donarak ölebilirdi.” dedi. Anne ve baba o an hocanın ne düşündüğünü çok iyi anladılar… Yüzlerinde tebessüm oluştu. İçlerinden hocaya çok teşekkür ettiler. Anne o an Buğlem’e: “Peki kızım sana bir soru; O mendil satan kızın da annesi ve babası var demi?” “Evet”. “Peki, o anne ve baba senin anne ve baban olsaydı, şimdi o kız yerinde sen mendil satıyor olacaktın demi?” dedi. Buğlem düşündü ve cevap verdi. Daha sonra baba katıldı konuşmaya, bu konuşma yatma saatine kadar sürdü. Günün sonunda Anne, baba, Buğlem ve Kibritçi Kızımızın arkadaşça konuşmaları ile gereken dersler alındı… Çok şükür Buğlem için geç kalınmamıştı. Kibritçi kız kitabını kesinlikle tavsiye ediyorum. 1. Ve daha alt sınıftaki çocuklar için büyük boy resimli çok güzel kitaplar mevcut. Onlar alınıp aile içinde birlikte okunulup üzerinde konuşulmalıdır. Özellikle baba ve annenin çocuğa: “Bu konuda senin fikrin nedir?” gibi sorular yöneltip onları konuşmaya dâhil etmeleri gerekir. 2. ve 3. sınıflar büyük boy resimli kitabı tek başlarına okuyabilirler. 2. Sınıf için ebeveyn gözetimi daha iyidir diyebilirim. 4. ve 5. Sınıflar için daha sade ve küçük boy tarza basılmış kitaplar mevcuttur. 6. Sınıf ve daha üst seviyedekiler için bu tarz masalların tek kitapta tonlandığı güzel basımlar mevcuttur. Aile boyu iyi okumalar… :)
Kibritçi Kız
Kibritçi KızHans Christian Andersen · Bordo Siyah Yayınları · 20115,1bin okunma
··
335 görüntüleme
Cemre DOĞANTAY okurunun profil resmi
Hocam kaleminize sağlık. Çok güzel olmuş. Yazınızı severek okudum.
LightThunder okurunun profil resmi
Hocam harika yamışsınız gerçekten çok beğendim
Büşra Bütün okurunun profil resmi
Hüseyin hocam çok güzel yazmışınız yani hikaye yazarı olabilirsiniz
LightThunder okurunun profil resmi
müthişşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş olmuşşşşşşşşşş hocammm
Bu yorum görüntülenemiyor
LightThunder okurunun profil resmi
hocam umarım benim yazdığım kitabıda görmüşsümüzdür bende küçük joe adında bir kitap yazdım mutlaka bakın
Şeyhmus Bera OKUYUCU okurunun profil resmi
Hocam benim kadar güzel yazmışsınız gerçekten.
Şeyhmus Bera OKUYUCU okurunun profil resmi
buranın sahibi ile konusucam sizi yazar yapsın ben kendimi yaptım hocam sizede yapabilirim okulda
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.