Gönderi

Dâr'ül-islâmın sakinleri ikiye ayrılır: a) Müslümanlar: İslâm dinine inanan herkes. b) Zimmiler: İslâmın hükümlerini kabul eden ve dâr'ül-islâmda devamlı olarak ikamet eden gayrımüslümler. Bunların inançları göz önünde bulundurulmaz. Hıristiyan da olabilirler, yahudi de olabilirler, mecusi de olabilirler, Sabii de olabilirler, istedikleri kimsenin ve nesnenin kulları olabilirler veya hiçbir dine bağlanmamış bulunabilirler. Dâr'ül-islâmın sakinleri ister müslüman olsunlar, ister zimmi olsunlar hepsinin de kanları ve malları masumdur, emniyet altındadır. Zira İslâm hukukunda masumiyet iman veya emandan birisiyle olur, iman İslâmî kabullenmek. Eman ise sözleşme yapmaktır. Eman zimmet akdiyle, anlaşmayla, sulhla ve benzeri şekillerle olabilir. ...... Eman sözleşmelerimden birisiyle müslümanların eman verdiği kimseler arasında bulananlar bununla mallarını ve kanlarını korurlar, isterse İslâm dışında bir dine bağlı bulunsunlar. Bu durumda dâr'ül-islâmda yaşayan müslümanlar İslâma girmekle mallarının ve kanlarının korunması hakkını kazanmakta; zimmiler de eman dileyerek kanlarını ve mallarını korumaktadırlar.
··
234 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.