"Aşk mı Sevgi mi?" sorusunun teşbihi olsa olsa şöyle olur:
"Çay bardağı mı çay mı?."
**
İnsanlar ne vakit onların ifadesiyle bir aşk acısı çekseler, aşklarına karşılık bulamasalar, tek taraflı olsa, bitmiş olsa vs... Oradan hemen bir aşk ifadesi çıkarıp 'aşk'ı suçluyorlar. Niçin sevgi suçlanmıyor da hep aşk? İnsanlar belki sevginize karşılık vermiyor, belki aşkı değil de sevgisi bittiği için oluyor bunlar.
**
"Aşk gelip geçici" ifadesi bir tespit değil yarın uğrayacağı ihanet için bir avuntu, ihaneti içinse bir bahanedir. Neye yarar bu? Şöyle mi diyeceğiz: Sorun ne bende ne aşkımda sorun aşkın kendinde, aşkın geçici olmasında. Aşk gelip geçici olmasaydı sana daima aşık kalacaktım mı denecekti?.
Şehir efsanelerinin, "Aşk geçici sevgi kalıcıdır." yargısından daha bilgece olduğunu söylemek zor değil. İçinde sevgi olmayan bir şey nasıl aşk olabilir ya da aşka dönüşebilir? Yani her aşk bünyesinde sevgi barındırır. Sevgi de madem kalıcı, sevgi güzel, sevgi masum, aşk niçin kötü bitsin ki. Aşk bitince aşktan geriye sevgi kalmalıydı. Bu çıkarsama sevgi kalıcıdır diyenlerin ifadesinden çıkıyor aslında. Aşk bitince geriye yalnızlık, acı değil sevgi kalmalı. Sevgi kalmıyor ise sorun aşkın geçiciliğinde değil demektir. En azından aşktan geriye aşka dönüşen sevgi kalmıyor ise 'sevgi kalıcıdır' yargısının tutarsız olduğu anlaşılır.
**
Aşkın içinde sevgi yok mu yahut sevginin içinde aşk yok mu?
Sevgi olmayan gönülde aşk olmaz. Aşkın kökü sevgidir. Aşk sevginin içinden filizlenir. Sevgi olmadan tutku da olmaz. Sevgi olmadan fedakârlık olmaz, sevgi olmadan merhamet olmaz. Fedakârlık olmadan sevgi olabilir mi, merhamet olmadan sevgi olabilir mi, tutku olmadan sevgi olabilir mi? Pirincin içindeki taşlar gibi ayıklayamaz kimse bunları, bunlar bir birine mündemiçtir.
**
İnsanlar niçin sevgiyi değil de aşkı suçluyorlar? Sevgi kalıcı aşk geçici mi?
Benim bunlara bir cevabım var: Bir ağaç niçin kurur? Kökleri zarar gördüğü için. Kökleri çürümeye başlar ve ağaç kurur. Fakat biz dışarıdan bakınca sadece ağacın kuruduğunu görürüz. Ağaç kökleri yüzünden kurumaya başlar ve ölür ama kökte bir süre daha canlılık belirtisi kalır. Bu belirti o ağacı yeşertmeye yetmez ama yeni fışkınlar çıkarabilir. Tabi ki bunun için köke zarar veren sebeplerin giderilmesi gerekir.
Bizim yargımıza göre aşkın kökü sevgiydi. Yani sevgi zarar gördüğü zaman, sevgi çürümeye başladığı zaman aşk biter. Sevgi çürümeye başladıktan sonra aşk kurumaya başlar. Önce sevgi çürümeye başlar ama ilk önce aşk kurur. Sevginin aşka göre kalıcı görünmesi bundan gelir.
Sevgi olmadan aşk olmuyorsa. Aşk geçici sevgi kalıcı ise ve bu yargıya rağmen aşktan geriye sevgi kalmıyorsa. Yanlış bir sevdadan gidilmiş demektir. Yanlış bir sevda ise aşka dönüşmez.
**
Aşk, sevginin zarar görmesiyle bitiyor yargısına ulaştığımızda, sevgi nasıl zarar görür sorusuyla yüzleşebiliriz.
Dolayısıyla aşk gelip gidici ise bu aşkın alameti farikasından değil kişinin yetersizliğinden ya da yanlış sevdalarından olmalıdır.