Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Arzularımız, isteklerimiz ve yaşama istencimiz mutlak olana doğrudur. En ideal, en güzel, en estetik, en etik ve en farklı olanın bizim olmasını isteriz. Ama öyle bir varlık, öyle bir yaşam alanı olmadığı için tanrılarımızı yaratırız. Görünebilir, hissedilebilir yani algılanabilir dünya dışında; algılanamayan , belirlenemeyen ve deneyimlenemeyen soyut- hayali 'varlıklar' yaratır ve tüm ezeli-ebedi vasıfları alınlarına yapıştırırız... Hemen hemen bütün toplumların tanrıları konuşamayan, hareket edemeyen, etki etmeyip tepki vermeyen tanrılar olması tesadüf olabilir mi? ( doğadan gelen tanrılar hariç, insan sıfatları taşıyan tanrılardan bahsediyorum) çünkü hareket zamana dahil eder ve zaman içerisinde başkalaşıma uğramayanlara ( duygular ve imajlara- sonrasında oluşan idealara- maruz kalmayan yoktur herhalde)örnek olarak sadece yeni doğmuş bebekler ve 'delirmiş' insanları verebiliriz.
·
336 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.